
Abandon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Abandon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Abandon, “terk etmek, vazgeçmek” anlamına gelen bir fiildir.
- She abandoned her dreams of becoming a singer. (O, şarkıcı olma hayallerinden vazgeçti.)
- The ship was abandoned by its crew. (Gemideki mürettebat tarafından terk edildi.)
- He abandoned his car on the side of the road. (Arabasını yol kenarında terk etti.)
- The company abandoned the project due to financial problems. (Şirket, maddi sorunlar nedeniyle projeden vazgeçti.)
- The villagers had to abandon their homes due to the flood. (Köylüler, sel nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldılar.)
- He felt like abandoning his studies and starting a business. (Okulunu bırakıp iş kurma isteği duydu.)
- The soldiers abandoned their mission and retreated. (Askerler, görevlerini terk edip geri çekildiler.)
- She abandoned her diet and ate a whole cake. (O, diyetini terk edip bir tüm pasta yedi.)
- The company was forced to abandon its expansion plans. (Şirket, genişleme planlarını terk etmek zorunda kaldı.)
- He abandoned his family when he ran away from home. (Evindeki ailesini terk ederek kaçtı.)
- The explorers had to abandon their mission due to harsh weather conditions. (Keşifçiler, sert hava koşulları nedeniyle görevlerini terk etmek zorunda kaldılar.)
- She abandoned her career as an actress to pursue her passion for painting. (O, resim yapmaya olan tutkusunu takip etmek için oyunculuk kariyerini terk etti.)
- The building had to be abandoned due to safety concerns. (Bina, güvenlik endişeleri nedeniyle terk edilmek zorunda kaldı.)
- He abandoned his friends when they needed him the most. (En çok ihtiyaçları olduğunda arkadaşlarını terk etti.)
- The team abandoned their old strategy and came up with a new one. (Ekip, eski stratejilerinden vazgeçip yeni bir tane buldu.)
- The child was abandoned by its parents at birth. (Çocuk doğumda ebeveynleri tarafından terk edildi.)
- He abandoned his plan to propose to her after he found out she was already engaged. (O, zaten nişanlı olduğunu öğrenince ona evlenme teklifi planından vazgeçti.)
- The project was abandoned halfway through due to lack of resources. (Proje, kaynak eksikliği nedeniyle yarıda bırakıldı.)
- She abandoned her old habits and started exercising regularly. (Eski alışkanlıklarından vazgeçip düzenli egzersiz yapmaya başladı.)
- The company abandoned its traditional methods and adopted new ones to stay competitive. (Şirket, rekabetçi
olabilmek için geleneksel yöntemlerinden vazgeçip yeni yöntemleri benimsedi.)
Hemen Yorum Yaz