A Pile Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

A Pile Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pile

Türkçe anlamı: Yığın, küme, istif

Örnek cümleler:

  1. The pile of books on my desk is getting too high. (Masaüstündeki kitap yığını çok yüksek olmaya başladı.)
  2. I need to organize the pile of papers on my desk. (Masaüstündeki kağıt yığınını düzenlemem gerekiyor.)
  3. There was a large pile of leaves on the ground. (Yerde büyük bir yaprak yığını vardı.)
  4. The company has a pile of cash reserves. (Şirketin büyük bir nakit rezervi var.)
  5. We saw a pile of stones on the beach. (Plajda taş yığını gördük.)
  6. The pile of laundry in my room is growing. (Odamdaki çamaşır yığını büyüyor.)
  7. There was a huge pile of snow in the driveway. (Garaj yolunda büyük bir kar yığını vardı.)
  8. He had a pile of work to do before the deadline. (Sona kadar yapması gereken büyük bir iş yığını vardı.)
  9. The children built a pile of sand at the beach. (Çocuklar plajda kum yığını yapmışlar.)
  10. The truck dumped a pile of dirt in the yard. (Kamyon bahçeye bir toprak yığını boşalttı.)
  11. I found a pile of old photographs in the attic. (Çatı katında eski fotoğrafların bir yığını buldum.)
  12. There was a small pile of wood next to the fireplace. (Şöminenin yanında küçük bir odun yığını vardı.)
  13. The artist used a pile of different colors in his painting. (Sanatçı tablosunda farklı renklerin bir yığını kullandı.)
  14. We had a pile of dishes to wash after the party. (Partiden sonra yıkayacak bir sürü tabak vardı.)
  15. The construction workers stacked a pile of bricks on the sidewalk. (İnşaat işçileri kaldırıma tuğla yığını yaptılar.)
  16. The farmer had a pile of hay in the barn. (Çiftçinin ahırda saman yığını vardı.)
  17. The mechanic had a pile of tools in his workshop. (Tamircinin atölyesinde aletlerin bir yığını vardı.)
  18. There was a pile of garbage on the side of the road. (Yol kenarında bir çöp yığını vardı.)
  19. The kids made a pile of snowballs during the snowstorm. (Çocuklar kar fırtınası sırasında kar topu yığını yaptılar.)
  20. I put a pile of pillows on the bed to make it more comfortable. (Daha rahat olması için yatağa bir yığın yastık koydum.)

(Helpful tip: “pile” kelimesinin yerine “stack” veya “heap” de kullanılabilir.)

İle İlgili Cümleler

Türkçe anlamı: With, along with, together with, accompanied by

Örnek cümleler:

  1. I went to the movies with my friends last night. (Dün gece arkadaşlarımla birlikte sinemaya gittim.)
  2. He drove to work along with his colleague. (İşe meslektaşıyla birlikte arabayla gitti.)
  3. She ordered a pizza together with a salad. (Salata ile birlikte bir pizza sipariş etti.)
  4. The dog came into the house accompanied by a cat. (Köpek bir kediyle birlikte eve geldi.)
  5. We went on a hike with our backpacks. (Sırt çantalarımızla birlikte yürüyüşe çıktık.)
  6. The singer performed on stage with her band. (Şarkıcı sahnede grubuyla birlikte performans sergiledi.)
  7. He goes to the gym with his personal trainer. (Kişisel antrenörüyle birlikte spor salonuna gider.)
  8. I like to eat my eggs with ketchup. (Yumurtalarımı ketçap ile birlikte yemeyi severim.)
  9. She went to the party with her boyfriend. (Partiye erkek arkadaşıyla birlikte gitti.)
  10. The child drew a picture with crayons. (Çocuk boyalarla birlikte resim çizdi.)
  11. The chef cooked the meal with fresh ingredients. (Şef yemeği taze malzemelerle birlikte pişirdi.)
  12. He watched the football game with his friends. (Futbol maçını arkadaşlarıyla birlikte izledi.)
  13. She decorated the room with flowers. (Odayı çiçeklerle birlikte süsledi.)
  14. The musician played the piano with his left hand. (Müzisyen sol eliyle piyano çaldı.)
  15. We celebrated the holiday with our family. (Bayramı ailemizle birlikte kutladık.)
  16. The student studied for the exam with her classmates. (Öğrenci sınav için sınıf arkadaşlarıyla birlikte çalıştı.)
  17. He wrote the letter with a pen. (Mektubu bir kalemle yazdı.)
  18. She went on vacation with her best friend. (Tatile en iyi arkadaşıyla birlikte çıktı.)
  19. The driver listened to music with the windows down. (Sürücü camları açık dinledi müziği.)
  20. They went to the amusement park with their children. (Eğlence parkına çocuklarıyla birlikte gittiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.