Captiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Captiously Nedir?
Captiously, kelime anlamı olarak, kurnazca, ayıplayarak veya eleştirerek yapılan bir davranış veya konuşmayı ifade eder.
Örnek Cümleler:
- She always captiously criticizes her colleagues’ work. (O, her zaman meslektaşlarının işlerini eleştirel bir şekilde eleştirir.)
- The boss captiously evaluated the employee’s performance. (Patron, çalışanın performansını ayıplayarak değerlendirdi.)
- He captiously analyzed the report, looking for errors. (O, hataları ararken raporu kurnazca analiz etti.)
- The lawyer captiously questioned the witness. (Avukat, tanığı ayıplayarak sorguladı.)
- She captiously rejected the proposal without any reason. (O, hiçbir neden olmadan teklifi kurnazca reddetti.)
- He captiously pointed out the flaws in the design. (O, tasarımdaki kusurları ayıplayarak belirtti.)
- The reviewer captiously criticized the book’s plot. (İnceleyen kişi, kitabın öyküsünü eleştirel bir şekilde eleştirdi.)
- She captiously scrutinized every detail of the project. (O, projenin her ayrıntısını kurnazca inceledi.)
- The judge captiously questioned the defendant. (Hakim, sanığı ayıplayarak sorguladı.)
- He captiously pointed out the mistakes in her argument. (O, argümanındaki hataları ayıplayarak belirtti.)
- The coach captiously criticized the player’s performance. (Antrenör, oyuncunun performansını ayıplayarak eleştirdi.)
- She captiously rejected the idea, despite its potential benefits. (O, potansiyel faydalarına rağmen fikri kurnazca reddetti.)
- He captiously analyzed the company’s financial statements. (O, şirketin mali tablolarını kurnazca analiz etti.)
- The teacher captiously graded the students’ papers. (Öğretmen, öğrencilerin kağıtlarını ayıplayarak notlandırdı.)
- She captiously criticized the restaurant’s food, even though it was delicious. (O, lezzetli olmasına rağmen restoranın yemeğini ayıplayarak eleştirdi.)
- He captiously questioned the accuracy of the research findings. (O, araştırma bulgularının doğruluğunu ayıplayarak sorguladı.)
- The manager captiously evaluated the employee’s proposal. (Yönetici, çalışanın teklifini ayıplayarak değerlendirdi.)
- She captiously reviewed the article, looking for mistakes. (O, hataları ararken makaleyi kurnazca inceledi.)
- He captiously rejected the solution, without offering an alternative. (O, alternatif sunmadan çözümü kurnazca reddetti.)
- The critic captiously analyzed the film’s screenplay. (Eleştirmen, filmin senaryosunu ayıplayarak analiz etti.)
Türkç
e:
- O her zaman meslektaşlarının işlerini eleştirel bir şekilde eleştirir.
- Patron, çalışanın performansını ayıplayarak değerlendirdi.
- O, hataları ararken raporu kurnazca analiz etti.
- Avukat, tanığı ayıplayarak sorguladı.
- O, hiçbir neden olmadan teklifi kurnazca reddetti.
- O, tasarımdaki kusurları ayıplayarak belirtti.
- İnceleyen kişi, kitabın öyküsünü eleştirel bir şekilde eleştirdi.
- O, projenin her ayrıntısını kurnazca inceledi.
- Hakim, sanığı ayıplayarak sorguladı.
- O, argümanındaki hataları ayıplayarak belirtti.
- Antrenör, oyuncunun performansını ayıplayarak eleştirdi.
- O, potansiyel faydalarına rağmen fikri kurnazca reddetti.
- O, şirketin mali tablolarını kurnazca analiz etti.
- Öğretmen, öğrencilerin kağıtlarını ayıplayarak notlandırdı.
- O, lezzetli olmasına rağmen restoranın yemeğini ayıplayarak eleştirdi.
- O, araştırma bulgularının doğruluğunu ayıplayarak sorguladı.
- Yönetici, çalışanın teklifini ayıplayarak değerlendirdi.
- O, hataları ararken makaleyi kurnazca inceledi.
- O, alternatif sunmadan çözümü kurnazca reddetti.
- Eleştirmen, filmin senaryosunu ayıplayarak analiz etti.
Hemen Yorum Yaz