Captiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Captiously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Captiously Nedir?

Captiously, kelime anlamı olarak, kurnazca, ayıplayarak veya eleştirerek yapılan bir davranış veya konuşmayı ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. She always captiously criticizes her colleagues’ work. (O, her zaman meslektaşlarının işlerini eleştirel bir şekilde eleştirir.)
  2. The boss captiously evaluated the employee’s performance. (Patron, çalışanın performansını ayıplayarak değerlendirdi.)
  3. He captiously analyzed the report, looking for errors. (O, hataları ararken raporu kurnazca analiz etti.)
  4. The lawyer captiously questioned the witness. (Avukat, tanığı ayıplayarak sorguladı.)
  5. She captiously rejected the proposal without any reason. (O, hiçbir neden olmadan teklifi kurnazca reddetti.)
  6. He captiously pointed out the flaws in the design. (O, tasarımdaki kusurları ayıplayarak belirtti.)
  7. The reviewer captiously criticized the book’s plot. (İnceleyen kişi, kitabın öyküsünü eleştirel bir şekilde eleştirdi.)
  8. She captiously scrutinized every detail of the project. (O, projenin her ayrıntısını kurnazca inceledi.)
  9. The judge captiously questioned the defendant. (Hakim, sanığı ayıplayarak sorguladı.)
  10. He captiously pointed out the mistakes in her argument. (O, argümanındaki hataları ayıplayarak belirtti.)
  11. The coach captiously criticized the player’s performance. (Antrenör, oyuncunun performansını ayıplayarak eleştirdi.)
  12. She captiously rejected the idea, despite its potential benefits. (O, potansiyel faydalarına rağmen fikri kurnazca reddetti.)
  13. He captiously analyzed the company’s financial statements. (O, şirketin mali tablolarını kurnazca analiz etti.)
  14. The teacher captiously graded the students’ papers. (Öğretmen, öğrencilerin kağıtlarını ayıplayarak notlandırdı.)
  15. She captiously criticized the restaurant’s food, even though it was delicious. (O, lezzetli olmasına rağmen restoranın yemeğini ayıplayarak eleştirdi.)
  16. He captiously questioned the accuracy of the research findings. (O, araştırma bulgularının doğruluğunu ayıplayarak sorguladı.)
  17. The manager captiously evaluated the employee’s proposal. (Yönetici, çalışanın teklifini ayıplayarak değerlendirdi.)
  18. She captiously reviewed the article, looking for mistakes. (O, hataları ararken makaleyi kurnazca inceledi.)
  19. He captiously rejected the solution, without offering an alternative. (O, alternatif sunmadan çözümü kurnazca reddetti.)
  20. The critic captiously analyzed the film’s screenplay. (Eleştirmen, filmin senaryosunu ayıplayarak analiz etti.)

Türkç

e:

  1. O her zaman meslektaşlarının işlerini eleştirel bir şekilde eleştirir.
  2. Patron, çalışanın performansını ayıplayarak değerlendirdi.
  3. O, hataları ararken raporu kurnazca analiz etti.
  4. Avukat, tanığı ayıplayarak sorguladı.
  5. O, hiçbir neden olmadan teklifi kurnazca reddetti.
  6. O, tasarımdaki kusurları ayıplayarak belirtti.
  7. İnceleyen kişi, kitabın öyküsünü eleştirel bir şekilde eleştirdi.
  8. O, projenin her ayrıntısını kurnazca inceledi.
  9. Hakim, sanığı ayıplayarak sorguladı.
  10. O, argümanındaki hataları ayıplayarak belirtti.
  11. Antrenör, oyuncunun performansını ayıplayarak eleştirdi.
  12. O, potansiyel faydalarına rağmen fikri kurnazca reddetti.
  13. O, şirketin mali tablolarını kurnazca analiz etti.
  14. Öğretmen, öğrencilerin kağıtlarını ayıplayarak notlandırdı.
  15. O, lezzetli olmasına rağmen restoranın yemeğini ayıplayarak eleştirdi.
  16. O, araştırma bulgularının doğruluğunu ayıplayarak sorguladı.
  17. Yönetici, çalışanın teklifini ayıplayarak değerlendirdi.
  18. O, hataları ararken makaleyi kurnazca inceledi.
  19. O, alternatif sunmadan çözümü kurnazca reddetti.
  20. Eleştirmen, filmin senaryosunu ayıplayarak analiz etti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.