Solution İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Solution
Türkçe anlamı: Çözüm, çözüm önerisi, çözüm yolu.
Örnek cümleler:
- I think I have a solution to the problem. (Soruna bir çözümüm olduğunu düşünüyorum.)
- The solution to the puzzle was surprisingly simple. (Bulmacanın çözümü şaşırtıcı derecede basitti.)
- We need to find a solution to the traffic congestion in the city. (Şehirdeki trafik sıkışıklığına bir çözüm bulmamız gerekiyor.)
- She proposed a solution that nobody had thought of before. (Daha önce hiç kimse düşünmemiş olduğu bir çözüm önerdi.)
- The company is working on finding a solution to the problem of low sales. (Şirket, düşük satış sorununa bir çözüm bulma konusunda çalışıyor.)
- The solution to the equation was incorrect. (Denklemdeki çözüm yanlıştı.)
- The government is seeking a solution to the problem of homelessness. (Hükümet, evsizlik sorununa bir çözüm arıyor.)
- They were able to come up with a solution to the budget deficit. (Bütçe açığının çözümüne ulaşabildiler.)
- The solution to the mystery was finally revealed. (Sırrın çözümü sonunda ortaya çıktı.)
- We need to find a solution that is acceptable to both parties. (Her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm bulmamız gerekiyor.)
- The solution to the problem required a creative approach. (Sorunun çözümü yaratıcı bir yaklaşım gerektiriyordu.)
- The solution to the math problem was in the back of the book. (Matematik problemine çözüm kitabın arkasındaydı.)
- The solution to the environmental crisis is complex and will require a lot of effort. (Çevre krizine çözüm karmaşık ve çok çaba gerektirecek.)
- They finally reached a solution after hours of negotiations. (Saatler süren müzakerelerden sonra sonunda bir çözüme vardılar.)
- The solution to the problem was obvious once we looked at it from a different angle. (Soruna farklı bir açıdan baktığımızda çözümü açıkça görüldü.)
- The solution to the puzzle required careful attention to detail. (Bulmacanın çözümü, ayrıntılara dikkatlice bakmayı gerektiriyordu.)
- The solution to the problem was to simply start over. (Sorunun çözümü, sadece yeniden başlamaktı.)
- They found a temporary solution to the problem, but it wasn’t a permanent fix. (Soruna geçici bir çözüm buldular, ancak kalıcı bir tamirat değildi.)
- The solution to the problem was complicated, but they were able to work it out. (Sorunun çözümü karma
şık olmasına rağmen, çözebildiler.)
20. It’s important to find a solution that addresses the root of the problem, not just the symptoms. (Sorunun kök nedenini ele alan, sadece semptomları değil bir çözüm bulmak önemlidir.)
Türkçe karşılıkları:
- Soruna bir çözümüm olduğunu düşünüyorum.
- Bulmacanın çözümü şaşırtıcı derecede basitti.
- Şehirdeki trafik sıkışıklığına bir çözüm bulmamız gerekiyor.
- Daha önce hiç kimse düşünmemiş olduğu bir çözüm önerdi.
- Şirket, düşük satış sorununa bir çözüm bulma konusunda çalışıyor.
- Denklemdeki çözüm yanlıştı.
- Hükümet, evsizlik sorununa bir çözüm arıyor.
- Bütçe açığının çözümüne ulaşabildiler.
- Sırrın çözümü sonunda ortaya çıktı.
- Her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm bulmamız gerekiyor.
- Sorunun çözümü yaratıcı bir yaklaşım gerektiriyordu.
- Matematik problemine çözüm kitabın arkasındaydı.
- Çevre krizine çözüm karmaşık ve çok çaba gerektirecek.
- Saatler süren müzakerelerden sonra sonunda bir çözüme vardılar.
- Soruna farklı bir açıdan baktığımızda çözümü açıkça görüldü.
- Bulmacanın çözümü, ayrıntılara dikkatlice bakmayı gerektiriyordu.
- Sorunun çözümü, sadece yeniden başlamaktı.
- Soruna geçici bir çözüm buldular, ancak kalıcı bir tamirat değildi.
- Sorunun çözümü karmaşık olmasına rağmen, çözebildiler.
- Sorunun kök nedenini ele alan, sadece semptomları değil bir çözüm bulmak önemlidir.
Hemen Yorum Yaz