Reconciliation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reconciliation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reconciliation (Uzlaşma)

Reconciliation, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve barışın sağlanması sürecidir. Aşağıda reconciliation kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler bulabilirsiniz.

  1. The government is calling for national reconciliation after the civil war. (Hükümet, iç savaşın ardından ulusal uzlaşma çağrısı yapıyor.)
  2. The couple went to marriage counseling in an effort to achieve reconciliation. (Çift, uzlaşmaya varmak için evlilik danışmanlığına gitti.)
  3. The church is playing a role in the reconciliation process between the two communities. (Kilise, iki toplum arasındaki uzlaşma sürecinde rol oynuyor.)
  4. The truth and reconciliation commission was established to address the wrongs of the past. (Geçmişteki hatalarla yüzleşmek için gerçek ve uzlaşma komisyonu kuruldu.)
  5. Reconciliation can only occur when both parties are willing to compromise. (Uzlaşma, her iki tarafın da uzlaşmaya hazır olduğu zaman gerçekleşebilir.)
  6. The two former enemies hugged each other in a symbolic act of reconciliation. (İki eski düşman, sembolik bir uzlaşma eylemi olarak birbirlerine sarıldılar.)
  7. The mediator worked tirelessly to facilitate reconciliation between the two sides. (Arabulucu, iki taraf arasındaki uzlaşmayı kolaylaştırmak için çaba harcadı.)
  8. Reconciliation requires honesty, forgiveness, and a willingness to move forward. (Uzlaşma, dürüstlük, affetme ve ileriye gitme isteği gerektirir.)
  9. The community is hoping for a reconciliation between the two warring factions. (Toplum, iki savaşan fraksiyon arasında bir uzlaşma umuyor.)
  10. The reconciliation process was a long and difficult one, but ultimately successful. (Uzlaşma süreci uzun ve zorlu bir süreçti, ancak sonunda başarılı oldu.)
  11. The church is promoting reconciliation as a means to heal the wounds of the past. (Kilise, geçmişin yaralarını iyileştirmenin bir yolu olarak uzlaşmayı teşvik ediyor.)
  12. The government’s efforts to achieve national reconciliation have been met with skepticism by some. (Hükümetin ulusal uzlaşma sağlama çabaları bazıları tarafından şüpheyle karşılandı.)
  13. The truth and reconciliation process can be painful, but it is necessary for healing and moving forward. (Gerçek ve uzlaşma süreci acı verici olabilir, ancak iyileşme ve ileriye gitmek için gerekli.)
  14. The two sides reached a reconciliation agreement after months of negotiations. (İki taraf, müzakerelerin ardından bir uzlaşma anlaşmasına vardı.)
  15. Reconciliation is not easy, but it is essential for building a peaceful society. (Uzlaşma kolay değildir, ancak barışçıl bir toplum olu
  1. The community leaders are working together to promote reconciliation and unity. (Toplum liderleri, uzlaşmayı ve birliği teşvik etmek için birlikte çalışıyorlar.)
  2. The reconciliation process involves acknowledging past wrongs and working towards a better future. (Uzlaşma süreci, geçmiş hataları kabul etmek ve daha iyi bir geleceğe doğru çalışmakla ilgilidir.)
  3. The government’s apology was an important step towards reconciliation with indigenous communities. (Hükümetin özrü, yerli toplumlarla uzlaşma yolunda önemli bir adımdı.)
  4. Reconciliation is not about forgetting the past, but rather about learning from it and moving forward. (Uzlaşma, geçmişi unutmak değil, ondan öğrenmek ve ileriye gitmekle ilgilidir.)
  5. The reconciliation process can be an opportunity for healing and growth for both individuals and communities. (Uzlaşma süreci, bireyler ve toplumlar için iyileşme ve büyüme fırsatı olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.