Genteel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Genteel İle İlgili Cümleler
Genteel, zarif, nezaketli, kibar anlamlarına gelmektedir.
- She spoke in a genteel manner. (O, nezaketli bir şekilde konuştu.)
- The genteel lady greeted us with a smile. (Kibar hanımefendi bize gülümseyerek selam verdi.)
- He comes from a genteel family. (O, nezaketli bir aileden geliyor.)
- The genteel man offered his seat to the elderly woman. (Kibar adam yaşlı kadına koltuğunu teklif etti.)
- The restaurant had a genteel atmosphere. (Restoranın nezaketli bir atmosferi vardı.)
- She wore a genteel dress to the wedding. (Düğüne nezaketli bir elbise giydi.)
- The room was furnished in a genteel style. (Oda, nezaketli bir tarzda döşenmişti.)
- The genteel couple danced gracefully. (Kibar çift zarifçe dans etti.)
- His manners were genteel and polite. (Davranışları nezaketli ve nazikti.)
- The genteel neighborhood was quiet and peaceful. (Kibar mahalle sessiz ve huzurluydu.)
- She received us with a genteel smile. (O, bize nezaketli bir gülümsemeyle karşıladı.)
- The hotel had a genteel charm. (Otelin nezaketli bir cazibesi vardı.)
- His genteel behavior impressed the guests. (Onun kibar davranışları misafirleri etkiledi.)
- She had a genteel way of speaking. (O, konuşma tarzıyla kibar biriydi.)
- The genteel receptionist greeted us warmly. (Kibar resepsiyonist bizi sıcak bir şekilde karşıladı.)
- He was dressed in a genteel suit. (O, nezaketli bir takım elbise giyinmişti.)
- The restaurant served a genteel cuisine. (Restoran nezaketli bir mutfak sunuyordu.)
- She had a genteel manner of eating. (O, yeme tarzıyla nezaketliydi.)
- The party had a genteel ambiance. (Partinin nezaketli bir atmosferi vardı.)
- The hotel staff was trained to provide genteel service. (Otel personeli, nezaketli hizmet sağlamak için eğitilmişti.)
- The genteel couple hosted a formal dinner party. (Kibar çift, resmi bir yemek daveti düzenledi.)
- His genteel manners made him popular among the upper class. (Onun kibar davranışları onu üst sınıflar arasında popüler yaptı.)
- The genteel music in the background added to the romantic atmosphere. (Arka plandaki nezaketli müzik romantik atmosfere katkı sağladı.)
- The boutique had a collection of genteel clothing. (Butik, nezaketli kıyafetlerin bir koleksiyonuna sahipti.)
- She lived a genteel life, surrounded by luxury and comfort. (O, lüks ve konforla çevrili nezaketli bir hayat yaşadı.)
- The event was hosted with genteel hospitality. (Etkinlik nezaketli bir misafirperverlikle düzenlendi.)
- The garden had a genteel charm with its well-manicured lawns and flowers. (Bahçe, düzenli olarak bakılan çimleri ve çiçekleriyle nezaketli bir cazibeye sahipti.)
- The waiter had a genteel demeanor, always attentive to the needs of the customers. (Garson, müşterilerin ihtiyaçlarına her zaman dikkat eden nezaketli bir tavıra sahipti.)
- The genteel hotel had a grand ballroom for special occasions. (Kibar otel, özel durumlar için büyük bir balo salonuna sahipti.)
- She had a genteel sense of fashion, always dressed elegantly. (O, nezaketli bir moda anlayışına sahipti, her zaman şık giyinirdi.)
Hemen Yorum Yaz