Canoe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Canoe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Canoe

Canoe, kürek veya küreklerle hareket ettirilen küçük, uzun ve dar bir tekne türüdür.

  1. My dad and I went canoeing in the lake. (Babamla birlikte gölde kano yapmaya gittik.)
  2. He tipped the canoe over and fell into the water. (Kanoyu devirdi ve suya düştü.)
  3. We rented a canoe for the day. (Gün için bir kano kiraladık.)
  4. The canoe glided silently through the water. (Kano sessizce suyun üzerinden kaydı.)
  5. They paddled their canoe upstream. (Kano ile akıntıya karşı kürek çektiler.)
  6. The canoeist navigated the rapids skillfully. (Kano sporcusu akıntıları ustalıkla yönetti.)
  7. The canoe was loaded with camping gear. (Kano, kamp malzemeleriyle yüklendi.)
  8. She fell asleep in the canoe. (Kanoda uyuyakaldı.)
  9. We saw a moose from the canoe. (Kanodan bir alageyik gördük.)
  10. They raced their canoes across the lake. (Kanolarını gölün üzerinde yarıştırdılar.)
  11. The canoeist wore a life jacket for safety. (Kano sporcusu güvenlik için can yeleği giydi.)
  12. We stopped the canoe to take a break. (Mola vermek için kanoyu durdurduk.)
  13. The canoe trip was a relaxing way to enjoy nature. (Kano gezisi, doğanın keyfini çıkarmak için rahatlatıcı bir yoldu.)
  14. The canoe rental place provided paddles and life jackets. (Kano kiralama yeri kürekler ve can yelekleri sağladı.)
  15. They loaded the canoe onto the roof of the car. (Kanoyu arabalarının çatısına yüklediler.)
  16. We took a scenic canoe trip down the river. (Nehirde manzaralı bir kano gezisi yaptık.)
  17. He had to bail water out of the canoe after it rained. (Yağmur yağdıktan sonra kanoyu su boşaltmak zorunda kaldı.)
  18. The canoe glided past the dock. (Kano rıhtımın yanından sessizce geçti.)
  19. She enjoyed the peacefulness of canoeing alone. (Kanoya tek başına çıkmakta olanın huzurunu yaşadı.)
  20. The canoe trip was the highlight of their vacation. (Kano gezisi tatillerinin en önemli bölümüydü.)
  1. They navigated the narrow river in a canoe. (Kanoyla dar nehirde seyahat ettiler.)
  2. The canoeist was an experienced paddler. (Kano sporcusu deneyimli bir kürekçiydi.)
  3. They saw a family of ducks from the canoe. (Kanodan ördek ailesi gördüler.)
  4. The canoe rental included instructions on safety and paddling technique. (Kano kiralama güvenlik ve kürek tekniği hakkında talimatlar içeriyordu.)
  5. We went on a guided canoe tour of the wetlands. (Sulak alanların rehberli kano turuna çıktık.)
  6. The canoe slid smoothly into the water. (Kano pürüzsüz bir şekilde suya kaydı.)
  7. They stored their fishing gear in the canoe. (Olta takımlarını kanoya sakladılar.)
  8. The canoeist wore a hat to shield her from the sun. (Kano sporcusu güneşten korunmak için şapka giydi.)
  9. We spotted a beaver dam from the canoe. (Kanodan kunduz barajı gördük.)
  10. The canoe trip provided a close-up view of the shoreline. (Kano gezisi sahil şeridinin yakın görünümünü sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.