Canoe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Canoe
Canoe, kürek veya küreklerle hareket ettirilen küçük, uzun ve dar bir tekne türüdür.
- My dad and I went canoeing in the lake. (Babamla birlikte gölde kano yapmaya gittik.)
- He tipped the canoe over and fell into the water. (Kanoyu devirdi ve suya düştü.)
- We rented a canoe for the day. (Gün için bir kano kiraladık.)
- The canoe glided silently through the water. (Kano sessizce suyun üzerinden kaydı.)
- They paddled their canoe upstream. (Kano ile akıntıya karşı kürek çektiler.)
- The canoeist navigated the rapids skillfully. (Kano sporcusu akıntıları ustalıkla yönetti.)
- The canoe was loaded with camping gear. (Kano, kamp malzemeleriyle yüklendi.)
- She fell asleep in the canoe. (Kanoda uyuyakaldı.)
- We saw a moose from the canoe. (Kanodan bir alageyik gördük.)
- They raced their canoes across the lake. (Kanolarını gölün üzerinde yarıştırdılar.)
- The canoeist wore a life jacket for safety. (Kano sporcusu güvenlik için can yeleği giydi.)
- We stopped the canoe to take a break. (Mola vermek için kanoyu durdurduk.)
- The canoe trip was a relaxing way to enjoy nature. (Kano gezisi, doğanın keyfini çıkarmak için rahatlatıcı bir yoldu.)
- The canoe rental place provided paddles and life jackets. (Kano kiralama yeri kürekler ve can yelekleri sağladı.)
- They loaded the canoe onto the roof of the car. (Kanoyu arabalarının çatısına yüklediler.)
- We took a scenic canoe trip down the river. (Nehirde manzaralı bir kano gezisi yaptık.)
- He had to bail water out of the canoe after it rained. (Yağmur yağdıktan sonra kanoyu su boşaltmak zorunda kaldı.)
- The canoe glided past the dock. (Kano rıhtımın yanından sessizce geçti.)
- She enjoyed the peacefulness of canoeing alone. (Kanoya tek başına çıkmakta olanın huzurunu yaşadı.)
- The canoe trip was the highlight of their vacation. (Kano gezisi tatillerinin en önemli bölümüydü.)
- They navigated the narrow river in a canoe. (Kanoyla dar nehirde seyahat ettiler.)
- The canoeist was an experienced paddler. (Kano sporcusu deneyimli bir kürekçiydi.)
- They saw a family of ducks from the canoe. (Kanodan ördek ailesi gördüler.)
- The canoe rental included instructions on safety and paddling technique. (Kano kiralama güvenlik ve kürek tekniği hakkında talimatlar içeriyordu.)
- We went on a guided canoe tour of the wetlands. (Sulak alanların rehberli kano turuna çıktık.)
- The canoe slid smoothly into the water. (Kano pürüzsüz bir şekilde suya kaydı.)
- They stored their fishing gear in the canoe. (Olta takımlarını kanoya sakladılar.)
- The canoeist wore a hat to shield her from the sun. (Kano sporcusu güneşten korunmak için şapka giydi.)
- We spotted a beaver dam from the canoe. (Kanodan kunduz barajı gördük.)
- The canoe trip provided a close-up view of the shoreline. (Kano gezisi sahil şeridinin yakın görünümünü sağladı.)
Hemen Yorum Yaz