İnsensibility İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İnsensibility Nedir?
İnsensibility, duygusuzluk, hissizlik, duyarlıksızlık anlamlarına gelir. Bu kelime insanların duygusal olarak tepki gösterememesi veya hissetmesi durumunu ifade eder.
Örnek Cümleler:
1. She watched the sad movie with insensibility.
(Türkçe: O, üzgün filimi duyarsızlıkla izledi.)
2. The politician’s insensibility towards poverty was disappointing.
(Türkçe: Siyasetçinin yoksulluğa karşı duyarsızlığı hayal kırıklığı yarattı.)
3. The patient’s insensibility to pain was concerning.
(Türkçe: Hastaın ağrıya karşı duyarsızlığı endişe vericiydi.)
4. The teacher’s insensibility to the students’ needs was frustrating.
(Türkçe: Öğretmenin öğrencilerin ihtiyaçlarına karşı duyarsızlığı sinir bozucuydu.)
5. His insensibility towards the environment was alarming.
(Türkçe: Çevreye karşı duyarsızlığı endişe vericiydi.)
6. The manager’s insensibility to his employees’ concerns led to low morale.
(Türkçe: Yöneticinin çalışanlarının endişelerine karşı duyarsızlığı düşük moral seviyesine neden oldu.)
7. Her insensibility to her boyfriend’s feelings caused their breakup.
(Türkçe: Erkek arkadaşının duygularına karşı duyarsızlığı onların ayrılmasına neden oldu.)
8. The insensibility of the dictator towards his citizens was appalling.
(Türkçe: Diktatörün vatandaşlarına karşı duyarsızlığı korkunçtu.)
9. The athlete’s insensibility to pain allowed him to finish the race.
(Türkçe: Sporcunun ağrıya karşı duyarsızlığı onun yarışı tamamlamasına izin verdi.)
10. The CEO’s insensibility towards the company’s financial struggles led to bankruptcy.
(Türkçe: CEO’nun şirketin mali zorluklarına karşı duyarsızlığı iflasa yol açtı.)
11. The child’s insensibility to danger put him in harm’s way.
(Türkçe: Çocuğun tehlikeye karşı duyarsızlığı onu tehlikeye attı.)
12. The musician’s insensibility towards criticism made him difficult to work with.
(Türkçe: Müzisyenin eleştirilere karşı duyarsızlığı onunla çalışmayı zorlaştırdı.)
13. The employee’s insensibility to company policies led to his termination.
(Türkçe: Çalışanın
iş politikalarına karşı duyarsızlığı onun işten çıkarılmasına neden oldu.)
14. The insensibility of the government to the needs of the people sparked protests.
(Türkçe: Halkın ihtiyaçlarına karşı hükümetin duyarsızlığı protestolara neden oldu.)
- His insensibility to social cues made him appear rude.
(Türkçe: Sosyal ipuçlarına karşı duyarsızlığı onu kaba görünmesine neden oldu.) - The actress’s insensibility to criticism made her a target for the media.
(Türkçe: Oyuncunun eleştirilere karşı duyarsızlığı onu medyanın hedefi yaptı.) - The doctor’s insensibility to his patient’s concerns caused mistrust.
(Türkçe: Doktorun hastasının endişelerine karşı duyarsızlığı güvensizliğe neden oldu.) - The company’s insensibility to customer complaints led to a decline in sales.
(Türkçe: Şirketin müşteri şikayetlerine karşı duyarsızlığı satışlarda düşüşe neden oldu.) - Her insensibility to her friend’s struggles hurt their friendship.
(Türkçe: Arkadaşının sorunlarına karşı duyarsızlığı onların arkadaşlığına zarar verdi.) - The athlete’s insensibility to his opponents’ strategies cost him the game.
(Türkçe: Sporcunun rakiplerinin stratejilerine karşı duyarsızlığı ona oyunu kaybettirdi.)
Hemen Yorum Yaz