Asgari Ücret Nedir

Asgari ücret, işverenin işçiye ödemek zorunda bulunduğu en düşük ücrettir. Asgarî ücretin tespitinde önemli olan işçinin verimi, ehliyet derecesi, cinsiyeti değil: asgarî ölçüler içinde insanca yaşama ve çalışma imkânına kavuşturulmasıdır.

Asgari Ücret ne demek, Asgari Ücret tanımı anlamı

Sözleşme özgürlüğü prensipi asgarî ücret tespitinde geçerli olmadığından, işçi ve işverenler kanuni asgari ücretin altında anlaşamazlar ve hizmet akdi yapamazlar.

Asgari ücret oenildiği zaman öncelikle kanuni asgari ücret hatıra gelirse de, toplu iş sözleşmeleri ve yargı organları tarafından da bu tesbitin yapılması mümkündür. Bununla beraber, kanunî asgari ücretin önemi, sosyal muhtevası bakımından, diğerleriyle mukayese edilemeyecek derecede büyüktür. özellikle iş piyasasında emek arzının ;bol olduğu az gelişmiş ülkelerde ücretlerin düşük olması, işçilerin meslekî teşkilâtlanmalarının geç ve yetersiz bulunması gibi sebeplerle asgarî ücretlere kanun yolu ile müdahale etmek sosyal adaletin sağlanmasında sık sık başvurulan bir yol olmaktadır. Nitekim sanayileşmiş ülkelerde asgari ücret kanunlarının hitap ettiği ücretlilerin, toplam ücretliler içindeki oranı nispeten sınırlı kaldığı halde, örneğin Seylan’da 1949 yılında % 80 e ulaşmıştır.

Bu gerçeği gözönüne alan Uluslararası Çalışma Teşkilâtı da, elli yıldan beri asgarî ücret konusuna gerekli önemi vermiş, birçok tavsiye ve sözleşme ile işçi emeğini, hiç olmazsa asgarî ölçüde korumaya gayret etmiştir. Uluslararası Çalışma Teşkilâtının tarımda asgarî ücretin tespiti hususundaki çabaları, az gelişmiş ülkeler için bu konunun önemini ortaya koymaya kâfidir.

Türk mevzuatına asgarî ücret hükmü ilk defa 1036 tarihli iş Kanunu ile girmiştir. Ancak 1951 e kadar hiç tesbit yapılamamıştır. Bu tarihte kabul edilen bir yönetmelik mahallî komisyonlar aracılığı ile asgarî ücretlerin tespitini mümkün kılmıştır.

1951 den 1967 ye kadar önceleri sadece tarımda, daha sonra sanayi ve hizmet kesimlerinde asgarî ücretler tespit edilmiştir. Ancak 16 yıllık uygulama genellikle başarılı olamamış, asgarî ücret tespitleri tatminkâr esaslara dayandırılamamış, benzer bölgeler arasında dahi çok büyük farklar yaratılmış, bütün işçilerin asgarî ücretten faydalanması sağlanamamıştır.

1967 yılında İş Kanunu yenilenirken (Yasa no: 931) asgari ücretin tespitinde yeni ilkeler benimsenmiştir. Buna göre mahalli komisyonlar kaldırılmış, işçi-işveren ve hükümet kanatlarından beşer temsilcinin katılacağı 15 kişilik merkezi bir komisyon öngörülmüştür. Bu komisyon, tüm işçiler için asgari ücretleri, en geç iki yılda bir belirleyecektir.

931 sayılı yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine yürürlüğe konulan 1971 tarihli 1475 sayılı İş Kanunu’nda da 15 kişilik komisyon varlığını korumuştur. Günümüzde bu komisyon iş yasalarına tabi işçilerin asgari ücretlerini belirlemektedir. Tarım işçilerinin asgari ücretleri ise bu komisyona tarım kesiminden işçi, işveren ve hükümeti temsil eden 5 yeni üyenin katılması ile ayrıca saptanmaktadır.

Bu esaslara göre, 1972‘den beri tarım ve tarım dışı asgari ücretler, 16 yaşından küçük ve yetişkin işçiler için ayrı ayrı tespit edilmektedtir. Genellikle tespitler iki yıllık sürenin dolmasından önce yapılmaktadır.

Asgari ücret tespitlerinde işçini geçindirmekle yükümlü olduğu aile üyelerinin dikkate alınmaması, asgari ücretin vergi dışı bırakılmaması, fiyat artışlarına göre otomatik olarak yükselmemesi (eşel-mobile) eleştirilmektedir.

Almancası : Minimallohn.

Fransızcası: salaire minimum.

İngilizcesi : minimum wage.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.