Avrupa, Orta Çağda kilisenin ağır baskısı altındaydı. O zamanlarda Avrupa’da yaşayan ve din adamı olduğunu iddia eden insanlar, dini ve kutsal kitapları olan İncil’i tamamen kendi çıkarlarına göre yorumlamıştı. Din adamı sıfatına bürünen kişiler din adına insanları sömürmekten hiç çekinmiyordu. Bununla birlikte kilisenin de insanlar üzerindeki etkisi çok büyüktü. O dönemlerde Avrupa’da değil düşündüğünü ifade etmek, düşünmek bile yasaktı. Kilisenin koyduğu kurallara göre bir hayat sürdürmek gerekiyordu, aksi takdirde insanlar kiliseden aforoz edilerek çok kötü bir muameleyle karşı karşıya bırakılıyorlardı.
Böyle bir ortam içerisindeyken İtalya’da durum bundan biraz farklıydı. İtalya, coğrafi konumu nedeniyle Akdeniz uygarlıklarına ve İslâm coğrafyasına daha yakındı. O dönemlerde İslâm ile yönetilen ülkelerde düşünce özgürlüğü ve hoşgörü gibi anlayışlar hakimdi. Bunun yanı sıra Akdeniz’de bulunan İtalya, liman ticareti konusunda gelişerek ekonomisini de güçlendirmişti. Vatikan’a dini amaçla ziyarete gelen kişiler de buraya çok önemli vergiler bırakıyorlar, İtalya’nın ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunuyorlardı.
En önemli etken ise İtalya’da siyasi bir otoritenin olmaması olmuştur. Siyasi otorite olmadığı için halk, demokratik cumhuriyetleri andıran bir yönetim sistemiyle yönetiliyordu. Bu devletlerde düşünce ortamı, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu kadar katı olmadığı için insanlar okuma, sorgulama ve düşünme gibi haklara sahiplerdi. Bu yüzden İtalya’da başlayan Rönesans akımı, kısa zaman içerisinde diğer Avrupa ülkelerinde yayılarak Avrupa’nın tüm siyasi, sosyal sisteminin değişikliğe uğramasına sebep olmuştur.
Rönesans Neden İtalya’da Başlamıştır Adlı Yazımızla İlgili Düşüncelerinizi Yorum Kısmından Yazabilirsiniz
Hemen Yorum Yaz