Marmaray Projesinin Çevreye Etkileri

Marmaray Projesinin Çevreye Etkileri Nelerdir

Marmaray Projesi’nin yapımı sırasında doğal dengeyi bozan bazı durumlar saptanmıştır. Pek çok açıdan çevreye zararı bulunan projenin inşaat projesi olması dolayısıyla çevreye ve doğal dokuya herhangi bir katkısından bahsetmek mümkün değildir. İnşaat sırasında kötü görüntüler ve metal yığınları oluşacaktır. İstanbul ve Türkiye için tarihi olan gar ve istasyonlar inşaattan kötü yönde etkilenecek, bununla birlikte İstanbul’da çok fazla görülmeyen yeşil alan deforme olacaktır. Ayrıca proje için yenilenecek olan banliyölerin yenilerinin inşa edilmesi ile tren yolu çevresindeki doğa örtüsü de korunması gerekirken tahrip altında kalacaktır.

marmaray projesi

Asrın projesi olarak anılan Marmaray gibi büyük çaplı bir projenin etkileri, yapım sürecindeki etkileri ve kullanıma açılmasından sonra oluşacak etkiler olarak iki farklı dönem için gruplandırılabilir.

Avrupa, Asya ve Amerika’daki gelişmiş ülkelerde son teknoloji ürünü pek çok projede görüldüğü gibi yapım süreci boyunca negatif bir etkilenme söz konusudur. Ancak bu negatif etkiler, yapı kullanıma açıldıktan sonra nötr hale gelecektir. Ancak projenin yapılmaması halinde şu an içinde bulunduğumuz durumdan çok daha iyi bir durumda olunacağı açıktır.

Projenin hayata geçirilmediği varsayılacak olursa, projenin oluşturacağı hava kirliliği oranı da büyük miktarda azalacaktır. İlk çeyrek asırlık işletim döneminde havaya salınacak olan zararlı gaz miktarında 29.000 ton/yıl kadar bir azalış görülecektir. Sera gazlarının başında gelen CO2 miktarında da yine ilk 25 yıllık dönemde 115.000 ton/yıl bir azalış olacaktır. Hava kirliliğinin bilindiği üzere insan yaşamı için çok fazla zararı vardır. CO2, CO gibi son derece zararlı bu gazların yol açtığı kirlilik alerjik hastalıkları ve astımı olan insanlar için risk oluşturmaktadır.

Marmaray kullanıma açıldığında şüphesiz İstanbul’un trafik, gürültü ve toz gibi çevresel problemlerin azalmasında etkili olacaktır. Ayrıca güvenilir ve kolay bir taşıma yöntemi olacaktır. Ancak tüm bu avantajların elde edilmesi için yapım aşamasında ödenecek bedel İstanbul için büyük ölçüde olumsuz olacaktır.

Ayrıca şehirde yaşayan insan populasyonu açısından da olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bunlara aşağıda değinilmiştir.

Gürültü ve Titreşimler

Her inşaat faaliyeti gibi Marmaray Projesi de yapım aşamasında yüksek miktarlarda gürültü çevreye rahatsızlık verecektir. Yapım aşamasının yeraltı bölümü herhangi bir gürültüye neden olmasa da yer altına girecek olan tünel açma makineleri (TBM) çevredeki araziyi düşük frekanslı titreşimlere maruz bırakacak, bu nedenle de çevredeki yapılarda gürüldeme tipinde aralıksız 24 saat sürebilen gürültüler duyulacaktır. Bu gürültüler 24 saat aralıksız olarak devam etse de bir bölgeyi birkaç haftadan fazla etkilemeyecektir.

İnşaat halinde olan proje yüzünden banliyölerin uzun süre kullanıma kapatılmasının önüne geçilmesi için çalışmalar yoğun olarak gece saatlerine kadar, hatta gece saatlerinde de sürdürülecektir. Bu da insanların uzun süre gürültüye maruz kalması demektir. Her ne kadar bu işler için normal sayılan ses düzeyleri söz konusu olsa da insanlar için ses sınırını aşmaktadır.

Tam olarak tüm gürültünün kaldırılması mümkün olmamakla birlikte, yetkili kurumlarca gürültülerin en az seviyeye düşürülmesi için gerekli tedbirler alınmış ve bazı şartnameler öngörülmüştür.

İnşaat alanında yapım faaliyetleri boyunca toz kalkacak ve çevre yollarda çamur, toprak ve toz birikimi olacaktır. Tüm bu olumsuzluklar tamamen ortadan kaldırılamamaktadır ancak daha önce de bahsedildiği gibi tüm olumsuzlukların ortadan kaldırılabilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır ve yapılacaktır.

Hizmet Kesintileri

İnşaat başlangıcından önce altyapı şebekeleri tespit edilerek yer ve yönleri proje paralelinde değiştirilecektir. Buradaki sorunlar bazı altyapıların olması gereken şekilde yerleştirilemeyeceği ve kimsenin haberi olmayan altyapılarla karşılaşılabilme ihtimalidir. Bu sebeplerle güç aktarımı, su sağlanması, kanalizasyon akışı, telefon hatları ve veri kabloları gibi altyapılarda yeri geldikçe kesintiler olabilecektir.

Bu aksaklıklar sıfıra indirilemez fakat dikkatli bir planlama ile olumsuz sonuçları azaltılabilir. Ayrıca kamuoyu bilgilendirmesi e yetkili kurum destekleri ile gerekli haberler önceden halka sunulup tedbirler alınması sağlanabilir.

Deniz Ortamı ve Deniz Yolu Kullanan Halk İnşaat Sürecinde Şöyle Olumsuz Etkilerle Karşılaşabilecektir:

Kirlenmiş Gereçler

Yapılan etüt çalışmalarında İstanbul Boğazı’nın Haliç ile kesiştiği noktada yer altında kirlenmiş gereçler mevcut olduğu ortaya konmuştur. 125 bin metreküplük yaklaşık bir hacme sahip olan bu kirlenmiş gereçlerin deniz dibinden çıkarılması ve kapalı bir atik uzaklaştırma tesisine taşınması gerekmektedir. Bunlar AYGM tarafından yüklenicilerden talep edilmiştir ve bunların yapılması uluslararası standartlara uygun şekilde yapılmalıdır. Sözkonusu tesisler kara üzerinde veya deniz dibinde olabilmekle birlikte sırasıyla ya temiz gereçlerle yalıtımı sağlanmış bir alan ya da yine temiz gereçlerle kaplanmış bir çukur olabilecektir.

Doğru ekipman ve yöntemler kullanılırsa bu çalışma deniz ekosistemini ve deniz temizliğini büyük ölçüde rahatlatacaktır.

Bulanıklık

Batırma tüp tüneline uygun bir kanal açılabilmesi için boğaz dibinden 1 milyon metreküp toprak çıkartılacaktır. Suda doğal tortular oluşturacak ve bulanıklılığı arttıracak bu işlem boğaz üzerinden geçen ilkbaharda kuzeye sonbaharda güneye doğru olan balık göçlerini kötü yönde etkileyecektir.

Boğazdaki ters yönlü akıntılar eş zamanlı ve sürekli bir şekilde oluşmaktadır. Bu sebeple suda oluşacak bulut şeridi 100-150 metrelik dar bir şerit olacaktır. Buna benzer bir örnek Danimarka – İsveç arasında bulunan Oeresund Batırma Tüp Tünelinde de görülmüştür.

Bulut şeridinin 200 metreden az olması balıkların boğazda bulanık olmayan yollar bulabileceği anlamına gelir ve böylece proje balık göçlerinde bariz olumsuz etkiler yaratmayacaktır.

Deniz dibindeki tarama görevlerinin yüklenicilerin uygun zamanlanması sayesinde balıklarda oluşacak olumsuz etkiler neredeyse komple ortadan kalkabilecektir. Bu kapsamda yükleniciler ilkbahar göç döneminde derin kesimlerde su altı kazısı ve deniz dibi taraması yapmayacaktır. Yalnızca sonbahar döneminde yapılacak olan su altı kazısı ve deniz dibi taraması işlemleri de boğazın yarısını aşmama koşuluyla yapılacaktır.

Batırma tüp tüneli yapımı İstanbul Boğazı’nda üç senelik bir inşaat süreci alacaktır. Deniz trafiğine paralel olarak gerçekleştirilecek işlemler trafiği olumsuz etkilemeyecektir ancak zaman zaman trafikte kısıtlamalar ve tamamen durdurmalar söz konusu olabilecektir. Liman Başkanlığı ve diğer yetkili kuruluşlar ile ortak bir eksende  yürütülecek planlamalar zamanlamaları en iyi şekilde ayarlama olanağı sağlayacaktır. Modern Gemi Trafik Kontrol ve İzleme Sistemleri’nin uygulanabilmesi için tüm olasılıklar değerlendirilip uygulaması da yapılacaktır.

Süreç içerisinde yoğun ve ağır işler yapılacaktır ve bazı kazalar gerçekleşebilecektir. Bu kazalar bir miktar petrol veya benzin dökülmesini içerebilecektir.

Bu risklerin sıfırlanması olanaksızdır ancak yüklenicilerin uluslararası standartlar ile çalışmaları bu kazaların gerçekleşse de çevreye olan etkilerini sınırlı kılacaktır.

Marmaray Projesinin Çevreye Etkileri Hakkında Kısaca Bilgi Verdik. Sizler de Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Paylaşabilirsiniz.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.