Konsil Nedir?

Konsil nedir? Hıristiyanlıkta, piskoposlar ile öteki kilise önderlerinin öğreti, yönetim, disiplin ve benzeri sorunları görüşüp karara bağlamak üzere bir araya geldiği toplantı. Bütün piskoposların katıldığı toplantılar için ektrmenik ya da genel konsil terimi kullanılır; patriklikleri ya da bölgeleri temsil eden yerel konsillere ise sinod adı verilir. Katolik öğretiye göre yalnızca papanın çağrısıyla toplanan konsiller ekumeniktir ve papa resmen açıklamadıkça kararlan bağlayıcı sayılmaz. Papanın açıkladığı konsil kararları ise en bağlayıcı niteliktedir.

Ortodoks Kilisesi yalnızca yedi konsili ekumenik kabul eder, Katolik Kilisesi ise 1054’teki Doğu-Batı Bölünmesi’nden önce toplanan ve Konstantinopolis (İstanbul) patriği Aziz Photios’un aforoz edildiği IV. Konstantinopolis Konsili’ni de (869-870) ekumenik sayar. Katolik Kilisesi aynca daha sonraki 13 konsili de ekumenik kabul eder.

Protestanlıkta ise daha küçük çaptaki sinod, konsil ve konferans gibi toplantılar özellikle bunalım dönemlerinde yerel ya da geçici boyutların ötesinde önem kazanmıştır. İngiltere Kilisesi’nde reform yapmak amacıyla toplanan Westminster Meclisi (1643-52) ve belli başlı Alman Protestan kiliselerinin Nazizme karşı tutum aldıkları Barmen Sinodu (1934) bunların örnekleridir. 19. yüzyılda birçok Protestan grubu tarafından ulusal ve uluslararası danışma örgütleri kurulmuş, 1948’de Protestan kiliselerinin ekumenik birliği olan Dünya Kiliseler Konseyi oluşturulmuştur.
Hıristiyanlığın ilk döneminde her kilise toplantısına, hatta ayin yapılan binalara bile konsil adı verilirdi. Ama 3. yüzyılla birlikte bu ad, piskoposların öteki din adamlarıyla birlikte kilise yönetimiyle ilgili sorunları görüştükleri toplantılar için kullanılmaya başladı. Bilinen en eski bölge konsilleri 2. yüzyılda toplandı. 300’e gelindiğinde, her bölgedeki piskoposların bir araya geldiği toplantılar, kilise yönetiminin olağan biçimi olarak benimsenmişti.

I. Constantinus’un Hıristiyanlara hoşgörü tanıyan Milano Fermanı’nın çıkarılmasını (313) sağlamasından sonra farklı bölgelerden piskoposların genel bir konsilde toplanması olanağı doğdu. Ama özel yetkileri bulunan genel konsil anlayışı daha geç oluştu. Ekumenik konsil terimi ilk kez Constantinus’un yaşam öyküsünü kaleme alan tarihçi Eusebios (ö. y. 340) tarafından, imparatorun topladığı i. Nikaia (İznik) Konsili’ni (325) nitelemek için kullanıldı. İmparatorun topladığı konsillerle sıradan bölge konsilleri arasındaki fark yetki alanlarından çok, büyüklükleri ve uygulamalarından kaynaklanıyordu. İmparatorun topladığı konsillerin kararları, önceki bölge konsillerinin kararlarından daha bağlayıcıydı. Çünkü imparator bu kararların din dışı hukukta da geçerli olmasını sağlıyordu. Bütün konsillere Kutsal Ruh’un rehberlik ettiğine inanıldığından, ekumenik konsillerin özel bir kutsallık taşıyabileceği düşüncesi önceleri yoktu. 325’teki I. Nikaia Konsili’nden sonra ekumenik konsil kararlarının değiştirilmeyeceği düşüncesi gelişti. Athanasios, Hıristiyan dünyasının her köşesinden gelen piskoposları bir araya getirdiği için, Nikaia Konsili’nin özellikle kutsal olduğunu ileri sürdü. Ephesos (Efes) (431) ve Khalkedon (Kadıköy) (451) konsillerinde, Nikaia Konsili kararlarının değiştirilemeyeceği belirlendi. Ekumenik konsillerin yanılmazlığı düşüncesi ise resmen karara bağlanmaksızın bir ilke olarak benimsendi. Kilise yasalarının değişmezliği de uygulamada genellikle inanç sorunlarıyla sınırlı tutuldu. Değişen koşulların yasaları geçersiz ya da uygulanamaz kılması yüzünden, disiplin konularında hemen her konsil bir önceki konsilin kararlarında değişikliklere gitti.

12. ve 13. yüzyıllardan sonra Katolik Kilisesi’nde genel konsillerin papadan daha yetkili olduğu ve gerekirse onu görevden alabileceği yönünde bir kuram gelişti. Kuranım temelinde, papalığın yetkilerini yasalar yoluyla kısıtlamaya çalışan kilise hukukçularının tartışmaları yatıyordu. Papalık iktidarının tanrısal kökenim yadsıyan İtalyan siyaset düşünürü Padovalı Marsilius ile tek başına papanın ya da bir konsilin değil,
ancak bütün olarak kilisenin inanç konusunda yanılgıdan uzak kararlar verebileceğini ileri süren ingiliz düşünür Ockham’h William ortaçağda bu kuramı savunanların başında geliyordu. Konstanz Konsili (1414- 18), papalık iddiasındaki üç kişiyi konsillerin üstünlüğü kuramına dayanarak görev: den aldı, V. Martinus’u papalığa getirerek Büyük Bölünme’ye (1378-1417) son verdi. Katolik Kilisesi’nce 16. ekumenik konsil sayılmasına karşın, bu konsil ne papa tarafından toplanmış ne de kararlan resmen onaylanmıştı. Konsillerin üstünlüğü kuramı Fransa’da, papalık iktidarının sınırlandırmasını amaçlayan GalTikanizm öğretisini de etkiledi. 1869-70’te toplanan I. Vatikan Konsili’nde bu kuram açıkça mahkûm edildi. II. Vatikan Konsili’nde (1962-65) piskoposlar topluluğunun bir üyesi ve başı olarak papanın her; zaman, özellikle de genel konsilferde öteki piskoposlarla organik bir birlik içinde olduğu kuramı ortaya atıldı. Hem Ortodoks hem de Katolik kiliselerince kabul edilen ekumenik konsiller şunlardır:

I. Nikaia (İznik) Konsili (325)
I. Konstantinopolis (İstanbul) Konsili (381) Ephesos (Efes) Konsili (431) Khalkedon (Kadıköy) Konsili (451)
II. Konstantinopolis Konsili (55İ3)
III. Konstantinopolis Konsili (680-681) II. Nikaia Konsili (787)
Katolik Kilisesi’nce ekumenik sayılan öteki konsiller şunlardır:
IV. Konstantinopolis Konsili (869-870)
I. Laterano Konsili (1123)
II. Laterano Konsili (1139)
III. Laterano Konsili (1179)
IV. Laterano Konsili (1215)
I. Lyon Konsili (1245)
II. Lyon Konsili (1274) Viyana Konsili (1311-12) Konstanz Konsili (1414-18) Ferrara-Floransa Konsili (1438 – y. 1445)
V. Laterano Konsili (1512-17) Trento Konsili (1545-63)
I. Vatikan Konsili (1869-70)
II. Vatikan Konsili (1962-65).

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.