Gerçekleştirdiği yenilikleri günden güne geliştiren ve her geçen gün daha da zenginleşen Avrupa ülkeleri, dünya üzerindeki dengeleri de çok önemli derecede değiştirecek bazı hamleler yapmışlardır. Batı medeniyetinin ayağa kalkışı, doğu medeniyetinin ise yavaş yavaş duraklama ve gerileme dönemine girdiği dönem 17. yüzyıl olarak tarih kitaplarına kaydedilmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti, önceki dönemlerde sahip olduğu kudretten gün geçtikçe uzaklaşmaya başlamıştır.
17. yüzyıl, Osmanlı için pek çok sıkıntının baş gösterdiği ve gerilemenin başladığı dönem olmuştur. Bilim, sanat, teknoloji gibi konularda Avrupa’yı takip etmeyi başaramayan Osmanlılar, bu dönemde özellikle devlet yönetimi noktasında yaşanan bozulmaları da idare etmek konusunda başarısız olmuşlardır. Özellikle yönetim noktasında görevde bulunan kişilerin, rüşvet ve iltimas yoluyla devlet işlerini kendi çıkarlarına göre yönlendirmeleri, bunun yanı sıra toplum içerisinde yaşanan bozulmalardan dolayı ortaya çıkan isyanlar gibi durumlar, Osmanlıyı bir bunalım dönemi içerisine sokmuştur.
1699 yılında imzalanan Karlofça Anlaşması ile birlikte Osmanlı Devleti, tarihinde ilk kez Avrupa’da bir toprak parçası kaybetmek durumunda kalmıştır. Yapılan anlaşma ile birlikte Macaristan, Mora Yarımadası, Ukrayna gibi toprakların egemenliği kaybedilmişti.
Bu anlaşma, sadece toprakların kaybedildiği bir anlaşma değil, aynı zamanda Osmanlının artık eski kudretine sahip olmadığını kanıtlar nitelikte bir anlaşma olmuştur. Bu zafer ile birlikte Avrupalı devletler, artık Osmanlının Avrupadan atılabileceği düşüncesine kapılmışlardır ve nitekim Osmanlı Devleti, içerisinde yapacağı pek çok yeniliğe rağmen başarısız olacaktır ve zaman içerisinde Avrupa haritasından silinecektir.
Karlofça Antlaşması’nın Osmanlı Tarihindeki Önemi Nedir Adlı Yazımızla İlgili Düşüncelerinizi Yorum Kısmından Yazabilirsiniz.
Hemen Yorum Yaz