
İş Barışı Nedir
İş barışı, sosyal barış olarak da bilinir, çalışma yaşamında toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi içinde tarafların grev, lokavt ve boykot gibi toplu iş uyuşmazlığı araçlarına başvurmamasıdır. Kapsam bakımından nispi ve mutlak iş barışı biçiminde ikiye ayrılır. Nispi iş barışı toplu iş sözleşmesi süresi içinde yalnızca sözleşmede öngörülmüş konularla sınırlı grev ve lokavt yasağını kapsar; işçiler sözleşmenin içermediği sorun ve konularda greve, işverenler yasal düzenlemenin elvermesi koşuluyla lokavta başvurabilir. Mutlak iş barışı ise toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi boyunca hiçbir konuda grev, lokavt ve öteki toplu eylemlere kalkışmamayı ifade eder. İş barışının hukuksal düzenlenmesi, dayanağı ve kapsamı bakımından hukuk sistemleri arasında bazı farklılıklar görülür. Örneğin iş uyuşmazlıklarının günlük yaşamın bir parçası durumunda olduğu Fransa’da sendika ya da işçilerin grevden vazgeçtikleri anlamına gelen bir iş barışı yükümlülüğü yoktur. Grevden koşulsuz vazgeçildiğini öngören bir toplu sözleşme hükmü geçerli sayılmaz. İtalya ve İngiltere’de genel çizgileriyle Fransa’dakine benzer bir uygulama söz konusudur. Buna karşılık Almanya’da toplu iş sözleşmesinin bağıtlanması grev ve lokavt gibi toplu mücadele araçlarının ortadan kalkması anlamına gelir, iskandinavya ülkeleri, İsviçre, ABD ve Kanada da bu sistemi benimsemişlerdir.
Türk hukukunda daha önce iş barışına ilişkin hükümler içeren 275 sayılı yasanın yerini alan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, iş barışını sağlama yükümlülüğünü düzenlememiştir. Bunun nedeni toplu iş sözleşmesi süresi içinde esasen grev ve lokavta olanak bulunmamasıdır. 1982 Anayasası’nın 54. maddesi toplu sözleşme imzalandıktan sonra tarafların yeni bir uyuşmazlık çıkararak grev ya da lokavta başvurmalarını doğrudan engellemektedir. Dolaylı olarak mutlak iş barışı yükümlülüğünü benimsemiş olan 2822 sayılı yasaya göre de, işçiler ancak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sırasında uyuşmazlık çıkması durumunda grev kararı alabilir (m. 25). İşveren de işçi sendikasının grev kararı alması durumunda lokavta karar verebilir (m. 26). Bu düzenlemeler toplu iş sözleşmesi süresi içinde çıkar ve hak uyuşmazlıkları nedeniyle grev ve lokavta başvurma olanağını ortadan kaldırmaktadır. Bu çerçevede 275 sayılı yasada yer alan hak grevinin kaldırılması, işçi sendikalarının yoğun eleştirilerine yol açmıştır.
İş barışının hukuksal çerçevenin dışında, toplumsal bir boyutu da vardır. Gerçek anlamda bir iş barışının varlığı, işçi hak ve özgürlüklerinin en geniş biçimiyle tanınmış olmasına, sosyal adalet ve emeğe saygının gerçekleşmesine, ulusal gelirin hakça paylaşımına bağlıdır. Tersi durumda, hukuk normlarının iş barışını sağlamada yetersiz kalacağı kuşkusuzdur.
Hemen Yorum Yaz