Hepatit Nedir

Hepatit Nedir, Hepatit Nedenleri Nelerdir, Hepatit Nasıl Bulaşır, Hepatit Hakkında Bilgi

Hepatit, karaciğer İltihabi olarak da bili­nir, virüslerle bulaşma yoluyla ya da başka nedenlerle ortaya çıkan iltihaplı karaciğer hastalığı. Hastalığın hepatit A ve B virüsle­riyle bulaşan iki türünden başka, etkeni henüz belirlenemediği için hepatit C ya da n-A n-B olarak adlandırılan bir biçimi daha vardır. Bulaşıcı hepatit olarak da bilinen hepatit A, hastanın dışkısıyla kirlenmiş su­yun ve gıda maddelerinin ağızdan alınmasıyla ya da giysilerle bulaşır. Hepatit B ya da serum hepatiti ise öncelikle kirli şırıngalar­la, vücuda virüs bulaşmış kan verilmesiyle, kimi zaman da cinsel ilişki yoluyla geçer. Hepatit B’nin damara uyuşturucu şırınga eden bağımlılar, eşcinseller, hemodiyaliz servislerindeki hasta ve görevliler, hekim­ler, diş hekimleri, hemşireler ve laboratuvar teknisyenlerine bulaşma olasılığı daha yük­sektir. A virüsü sindirim kanalında ve burun akıntısında, B virüsü ise kan, bütün seröz sıvılar, tükürük ve ersuyunda bulunur.

İki virüs türü de ısıtma, kurutma ve klorla­ma gibi dezenfeksiyon yöntemlerine direnç­lidir. Belirtiler hepatit A’da bulaşmadan 20-40 gün sonra, hepatit B’de yaklaşık 90 gün sonra ortaya çıkar. Hastalığın ilk belirti­lerinden olan sarılık bir-üç hafta içinde kaybolur; hasta birkaç ay içinde tamamen iyileşir. Çok ağır geçen ve hızla ilerleyen bir hepatit türünde ise hasta ilk 10 günde, kimi zaman da hastalığın başlangıcından altı haf­ta sonra ölebilir.

Hepatit genellikle ateş, halsizlik ve bazen titreme ile başlar. Bu belirtileri iştahsızlık, baş ağrısı ve kas ağrıları izler; sigara tiryaki­leri tütün kokusundan rahatsız olabilirler. Karnın üst bölümleri ağrılı ve duyarlıdır; kaslarda hafif kasılmalar olur. Ender olarak eklem ağrıları ve deride döküntü görülür. Karaciğer büyümüştür ve ağrılıdır; safra pigmentleri idrara geçerek rengini koyulaştırır. Sarılığın ortaya çıkmasından kısa süre sonra ateş düşer, ancak iştahsızlık, bulantı, kusma ve karındaki sıkıntı duygusu sürer, hatta artar. Hastalığın nekahet döneminde bu belirtiler yeniden ortaya çıkabilir. Hasta çabuk yorulur, isteksiz ve sıkıntılıdır; kara­ciğer hafif ağrılıdır. Bulaşıcı hepatit geçiren hasta yalnız bu tipe karşı bağışıklık kazanır; ayrıca damardan gamma globülin verilince bu tip hepatitin kısa süre için önlendiği bilinmektedir. 1970’lerin sonlarında hepatit B’ye karşı bir aşı bulundu ve ABD’de Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından denendi. Aşının kullanı­mının 1982’de onaylanması, hepatit A aşısı için yapılan araştırmalan hızlandırdı. 1986′ da genetik mühendisliğinin ürünü olan yeni bir aşının kullanımı da onaylandı. Hastalığın her iki tipi de karaciğer hücrele­rini zedeleyerek işlev kaybına yol açar. Etkilenen hücrelerin hemen tümü iyileşme döneminde yenilenir ve karaciğer normal işlevini sürdürebilecek hale gelir. Hepatitte, siroz hastalığında olduğu gibi yıkılan hücre­lerin yerine bağ doku oluşumu yoktur. Afri­ka ve Asya’nın bazı bölgelerinde hepatit B geçirenlerin karaciğer kanseri olma eğilimi­nin yüksek olduğu saptanmıştır. Bazı kronik hepatit olgularında A virüsüne rastlanırsa da, genelde etkenin virüs olmadı­ğı söylenebilir. Kronik hepatitin inatçı ve aktif olmak üzere iki türü vardır. Bunların ilkinde belirtiler çok hafiftir; hastalık ciddi bir komplikasyona neden olmadığı gibi özel bir tedavi de gerektirmez. Kronik aktif hepatitin iki tipi vardır. Biri genellikle genç kadınlarda görülür; daha çok erkeklerde rastlanan öbür tipte kanda hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) saptanır. Her iki tipte de deride kılcal damarların genişlemesiyle örümceğe benzer oluşumlar belirir; ayrıca esnek bağdoku liflerinin yırtılmasıyla oluşan yol yol çizgiler, akne ve aşırı kıllanma da görülebilir. Kronik hepatit, hastanın siroza yakalanma olasılığını artıracağı ve karaciğer hücrelerini yıkıma götürerek işlev kaybı ile ölüme neden olabileceği için çok ciddi bir hastalıktır.

Uzun süre aşırı miktarda alkol alanlarda rastlanan alkol hepatiti, alkoliklerin tümün­de ortaya çıkmaz; kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Erken dönemde alkolün kesilmesi ya da azaltılması tedaviyi kolaylaştırır; hastalık tedavi edilmezse alkol sirozuna yol açabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.