Domingo de Guzman (Saint Dominic) Kimdir?

Domingo de Guzmân (Aziz) (d. 1170, Caleruega, Kastilya – ö. 6 Ağustos 1221, Bologna, Romagna; azizler listesine kabulü, 3 Temmuz 1234; yortu günü, 8 Ağustos), Dominiken tarikatının kurucusudur.

Domingo de Guzmân’m babası malikâne sahibi, annesi de yöredeki soylu ailelerden birinin kızıydı. Domingo, Palencia’da öğrenim gördükten sonra 1196’da Osma piskoposluk bölgesinin katedraline bağlı çileci rahiplere katıldı; birkaç yıl sonra başrahibin yardımcısı oldu. Osma piskoposu Diego, 1203’te bir kraliyet göreviyle ülke dışına giderken Domingo’yu da yanına aldı.

Domingo bu yolculuk sırasında Fransa’nın güneyinde Manici öğretileri canlandıran Albi heretiklerinin kiliseye karşı bir tehdit oluşturduğunu gördü. Bedenle ilgili her şeyin (yemek, içmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak, dünya nimetlerinden yararlanmak vb) özünde kötü olduğunu savunan bu mezhebin üyeleri olağanüstü sade bir yaşam sürüyor, kendilerini kusursuz, sıradan insanları da lanetlenmiş sayıyordu. Albi heretikleri arasında düzenli bir hiyerarşi oluşmuştu; yerel feodal beyler, özellikle de Toulouse kontu Albi heretiklerini destekliyordu. Papa III. Innocentius, heretiklere karşı vaaz vermeleri için din adamlarına çağrıda bulunmuştu.

Domingo ve Diego ikinci yolculuklarında papayı ziyaret ettiler; putperestler arasında Hıristiyanlığı yayma önerilerini papanın reddetmesi üzerine Fransa’ya döndüler. Heretiklere karşı başarısız olan papalık elçileri ve vaizleri 1206’da Diego ile Domingo’dan yardım istedi. Onlar da heretiklerin ancak, en az mezhep üyelerininki kadar sade bir yaşam biçimiyle kazanılabileceğini, vaaz verecek rahiplerin yalınayak ve büyük yoksulluk içinde onlara yaklaşması gerektiğini savundular. Domingo’nun, “İncil’in ruhuna uygun vaaz” anlayışı böylece doğdu. Domingo’nun en önemli girişimlerinden biri Albi heretikleri arasından kazanılan bir, grup kadın için 1206’da Prouille’da bir rahibe manastırı kurması oldu.
Papalık elçisi Peter de Castelnau, Toulouse kontunun bir ajanı tarafından 1208’de öldürüldü. Bunun üzerine papa Hıristiyan prenslere silahlanmaları için çağrıda bulundu. Papayı destekleyen güçlerin başında, Fransa kralının hizmetinde bulunan Simon de Montfort, Albililerin başında ise Toulouse kontu VI. Raymond bulunuyordu. Fransa kralına karşı olan Raymond, Toulouse’ un bitişiğindeki Akitanya’nın da hükümdarı konumundaki İngiltere kralı John’un kayın-biraderiydi. Domingo’nun daha çok Prouille bölgesinde yoğunlaşan çalışmalarında altı kişi daha ona katıldı. Iç savaş 1213’te Muret’de Simon’un zafer kazanmasıyla sona erince Toulouse’a giren Katoliklerle birlikte Domingo ve arkadaşlarını Piskopos Foulques karşıladı.

Piskopos Foulques’un, “piskoposluk vaiz- leri”ne 1215’te resmî nitelik kazandırmasından sonra, Domingo temel görevi vaaz vermek olan bir tarikat kurma düşüncesini hızla geliştirdi. En önemli sorun, vaaz verecek kişilerin ilahiyat bilgisiydi; bu nedenle Domingo vaiz adaylarını İngiliz din adamı Alexander Stavensby’nin Toulouse’ da verdiği derslere götürdü. 1215’te Lateran Konsili için Roma’ya giden Foulques’a eşlik ederek papaya planlarını anlattı. Ama papa, var olan tarikatlardan birinin tüzüğünün benimsenmesini önerdi. Domingo bu sırada Fransisken tarikatının kurucusu Assisili Francesco ile karşılaştı.

İki din adamı, arasında kurulan güçlü dostluk, Dominiken ve Fransisken mezhepleri arasında geleneksel bir yakınlaşmaya yol açtı. 1216 yazında Toulouse’a dönen Domingo 16 arkadaşıyla bir araya geldi. Capitulum fundationis (kuruluş toplantısı) adı verilen ilk toplantıda Aziz Au- gustinus’un keşişlik tüzüğünün yanı sıra rahiplik, manastır yaşamı ve yoksulluk gibi konularda Augustinusçu Rahiplerin ilkelerine dayalı bir dizi consuetudines (görenekler) benimsendi. Bu temel kurallar bugün de Dominiken tüzüğünün özünü oluşturur. Temmuz 1216’da Papa III. Innocentius öldü. Domingo 22 Aralık 1216’da yeni Papa III. Honorius’tan tarikat için resmî onay aldı.

Tarikat Katolik Kilisesi’nde yerleşik bir kurum durumuna geldikten sonra Domingo Toulouse’a döndü. 15 Ağustos 1217’de Toulouse ve Prouille’de ikişer rahip bırakarak kendisi Roma’ya, bir başka rahip de Bologna’ya gitti. Bazılarını da Paris’e ve İspanya’ya yolladı. Bologna üniversitelerinin yakınında iki önemli ocak kurdu ve ikisinin de birer ilahiyat okulu olmasını kararlaştırdı. Böylece gelecekte Dominikenlerin üniversitelerde kazanacağı ağırlığın temeli de atılmış oldu. Ocaklarını özel- hkle üniversite kentlerinde kuran Domingo, tarikatı ortaçağın kentleşme sürecinde de etkin kıldı.

Domingo, yaşamının geri kalan bölümünü ya Roma’da, kendisine verilen San Sisto Kilisesi’nde ya da yolculuklara çıkarak geçirdi. 1218-19’da Roma’dan hareketle Toulouse üzerinden İspanya’ya, sonra da Paris ve Milano üzerinden geriye 5.440 km’yi yürüyerek katetti. 1220’de Lombardiya’yı dolaştı. Tarikata bağlı topluluklar giderek genişleyince Fransa ile Kuzey İtalya’nın kilit noktalarında yeni merkezler kurmayı planladı. Roma’da papa, Domingo’yu bazı rahibe gruplanm düzenlemekle görevlendirdi. Domingo bu amaçla rahibeleri San Sisto’da topladı; erkekler Santa Sabina’ya taşındı. Santa Sabina bundan böyle tarikatın genel merkezi oldu.
Tarikatın ilk genel kurulu 1220’de Bolog- na’da Pentekostes’te yapıldı ve demokratik, temsili bir yönetim sistemi benimsendi. 1221’de gene Bologna’da Pentekostes’te toplanan ikinci genel kurulda tarikat coğrafi eyaletlere bölündü. Domingo 1221’de Ve- nedik’i ziyaretinden sonra Bologna’da öldü.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.