Yaşanmış Türkü Hikayeleri Kısa

Aşağıda yaşanmış türkü hikayeleri kısa kısaca olarak ele alacağız.

Kırmızı Gül Demet Demet türküsünün hikayesi şu şekildedir:

Erzurum coğrafyasında tarımla uğraşan Mehmet, hasadını kervana katarak ticaret yapmaktadır. Günlerini bu çetin işle uğraşarak geçirmektedir. Tarım faaliyetlerini tek başına idare etmeye çalışmaktadır. Annesiyle arasında kopmaz bir sevgi bağı bulunmaktadır.

Annesinin de Mehmet’e karşı hassasiyeti oldukça fazladır. Mehmet her gün işten dönerken annesi için kırmızı güller toplayıp getirmektedir. Demet demet kırmızı gül getirmesi annesinin hoşuna gitmektedir. Annesi ile Mehmet arasında güller, sevgi ve saygının simgesi haline gelmiştir.

Bir gün hasat kervanıyla yola çıkmak zorunda kalan Mehmet ile annesinin arasına ayrılık girer. Annesi kervan dönene kadar kabuslar görür. Kervanın yıkıldığını, savrulduğunu, rüzgara kapıldığını görerek bin bir endişe ile kervanı bekler.Beklerken de bu türküdeki sözlerle adeta ağıt yakar. Kervan dönene kadar bu böyle devam eder. Annesi sürekli ağıtlar yakar, kervan da dönmek nedir bilmez.

Kırmızı Gül Demet Demet türkünün sözleri şu şekildedir:

Kırmızı gül demet demet,
Sevda değil bir alamet,
Balam nenni, yavrum nenni
Gitti gelmez ol muhannet
Şol revanda balam kaldı,
Yavrum kaldı, balam nenni…

Hastane Önünden İncir Ağacı türküsünün hikayesi şu şekildedir:

Yozgat şehrinde küçük yaşlarda beşik kertmesi yapılan iki çocuk, büyüdüklerinde de birbirlerini sevmeye devam ederler. Gencin askere gitme çağı gelince kızdan ayrı düşmek durumunda kalır. Bu nedenle çeşitli üzüntü ve kederler içine girer. Çünkü kızın ailesinden şüphe etmektedir. Ayrı düşmenin acısına katlanamayacağını düşünmektedir. Her şeye rağmen gitmek askere gitmek zorundadır.

Komşu kızıyla beşik kertmesi olan genç, askere gitme çağından kızdan ayrı düşmek durumunda kalır. Yozgat’tan asker vazifesini yapacağı yere gider. Beşik kertmesi olduğu sevdiği kızdan ayrılmanın acısını yaşar. Sürekli onu düşünür. Onu başka birine vermelerinden korkar. Onu başka bir evliliğe zorlamalarından korkar. Bir gün hastalanır. Hava değişimi için Yozgat’a gelir. Kızın ailesi kızı göstermek istemez. Daha çok hastalanır, endişe bütün vücudunu sarar.

Tedavi görmek için İstanbul’un hastanelerinden birine gelir. Verem olduğu anlaşılır. Çektiği ızdıraplar onu verem yapmıştır. Hastanede günler geçmek bilmez. Hastane bahçesinde bir incir ağacı bulunmaktadır. Bu incir ağacıyla vakit geçirip oyalanmak isterken türküler söyler. Bu türkü de o şekilde söylenen türkülerden biri olmuştur. Verem hastalığından kurtulamaz ve ayrılık acısını yaşayarak ölür. Cenazesi de İstanbul’da kalır.

Hastane Önünde İncir Ağacı türkünün sözleri şu şekildedir:

Hastane önünde incir ağacı
Doktor bulamadı bana ilacı
Baş tabib geliyo zehirden acı

Garip kaldım yüreğime dert oldu
Ellerin vatanı bana yurt oldu
Mezarımı kazın bayıra düze

Benden selam söyleyin sevdiğim gıza
Başına koysun, karalar bağlasın
Gurbet elde kaldım diye ağlasın

Kara Tren türküsünün hikayesi

Yıl 1915, Osmanlı birçok cephede savaştığı her türden levazımın gerekli olduğu gibi her şeyden önce de savaşacak asker lazımdı. Büyük kayıpların verildiği, gidenlerin geri dönmediği çoğunun akibeti bilinemediği günler.. İnsanımız istasyonlarda sabahlıyor.. Ümitle beklenen kara trenler kara haber getiriyor çoğu zaman.
Anaların, bacıların, eşlerin, gözleri ağlamaktan fersiz düşmüş çaresiz bekleyişi… Bekledikleri bir defa ölmüş ama o her kara tren gelişinde bir defa daha ölen kadınlarımız. Yorgun, bitkin ve başı eğik kara tren acı bir çığlık atarak uzaklaşıyor. İnadına yaşatılmaya çalışılan ümitleri, o korkunç bekleyişleri bir ağıta dönüşüyor;

Kara tren gecikir belki hiç gelmez…
Dağlarda salınır da derdimi bilmez
Dumanım savurur halim hiç görmez
Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez..

Cemalim Türküsü   Hikayesi

Türkü, öldürülen Cemal’e, karısı Şerife tarafından yakılmıştır. Şerife, 90 yıldan fazla yaşamış, 30 Kasım 1993 günü vefat etmiştir. 14-15 yaşlarında Cemal’le evlenmiş, mutlu geçen birkaç yılı Cemal’in öldürülmesiyle sona ermiş, bu hadiseden sonra bir oğlu ile ortada kalmıştır. Bu hadisenin oluş şekli ve ona yakılan ağıtı/türküyü bana, Şerife’nin daha sonra evlendiği Hayrullah’tan olan oğlu İsmet Aksoy göndermiştir. Cemal’in öldürülme hadisesi ve türkünün tam metni şöyledir:

Ürgüp‘ün Karlık köyünün eşrafından ve varlıklı bir ailesinden olan Cemal, kalleşlikle öldürülür. Herkesçe sevip sayılan Cemal’in ölümüne yanmayan kalmaz. Eşi Şerife acılarını yaktığı ağıtla hafifletmeye çalışır. Yetim kalan oğlu Mustafa da, birkaç yıl sonra hasat zamanı bir atın tepmesi sonucu ölmüştür.

Ağıt, Şerife’nin ikinci kocası Hayrullah’ın sonraki yıllar Refik Başaran’a “Herkese bir türkü okudun ama, bana okumadın.” diye sitem etmesi üzerine Cemal türküsünü plağa okur. Cemal Hayrullah’ın aynı zamanda amcasıdır. Onun öldürülüşü Şerife kadar Hayrullah’ı da etkiler. Şerife’nin türkünün her çalınışında gözünden iplik iplik yaşlar akıtmasını, Cemal’i bir türlü unutamamasını daima anlayışla karşılamıştır.

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Eski zamanlarda Malkara’da 15 yaşlarında Zeynep isimli güzel bir kız vardır. Bir gün köyde Ağa’nı bir düğünü olur. Düğünde eğlenceler ve at yarışları yapılır. At yarışlarına uzaklardan gelen Ali adında bir genç te katılır. Ali gönlünü düğünde gördüğü Zeynep’e kaptırır. Köyüne dönünce babasına Zeynep’i istetir. Ali’nin Köy’ü uzak olduğundan Zeynep’in ailesinin pek gönlü olmaz ama gönüllü gönülsüz verirler. Düğün yapılır, Zeynep Aili’ni köyü’ne gelin gider. Ancak ailesinden ayrı olmaya alışık olmayan Zeynep tam yedi yıl ailesini göremez. İçindeki hasret büyüdükçe türküler yakmaya başlar, düğünlerde söyler. Zeynep’in kocası Ali’de bu duruma aldırış etmez, yeri geldilçe Zeynep’i döver, O’nu hor görür. Zeynep üzüntüsünden hastalanıp yataklara düşer. Çevredekiler en sonunda dayanamayıp Zeynep’in anasını, babasını çağırırlar. Annesi bası geldiğinde Zeynep onlara bu türküyü mırıldanır ve bir daha da iyileşemez. Bu duruma çok üzülen çevresindeki halk bu türküyü dilden dile günümüze kadar aktarmıştır.

Yaşanmış Türkü Hikayeleri Kısa Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.

29 yorum

  1. ödevimi bitirdim gerçek türkü hikayeleri kısa olması çok hoşuma gitti, sınıfta hep derse katılıyorum bu ödevler sayesinde teşekkürler hazırlayanın eline sağlık.

cemre için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.