William Harvey Hayatı, William Harvey Kimdir
Harvey, William (d. 1 Nisan 1578, Folkestone, Kent – ö. 3 Haziran 1657, Londra, İngiltere), kan dolaşımı ve kalbin pompalama görevi konusundaki keşifleriyle tanınmış İngiliz tıp bilginidir
Varlıklı bir tüccarın dokuz çocuğundan en büyüğüydü. 1593’te Cambridge’dekı Gonville and Caius College’a girdi. 1597’de bu okulu bitirdikten sonra, öğrenimini Avrupa’nın en iyi tıp okulunun bulunduğu Padova Üniversitesi’nde sürdürmeye karar verdi. Padova’ da ünlü anatomi bilgini Fabricius’un öğrencisi oldu; kalbin hareketi ve kanın özellikleriyle de bu dönemde ilgilenmeye başladı. 1602’de tıp diplomasını aldıktan sonra İngiltere’ye döndü. Kısa süre sonra, I. James’in özel hekimi olan Lancelot Browne’in kızıyla evlendi. 1609’da kralın da desteğiyle St. Bartholomew Hastanesi’ne kabul edildi ve Cromwell yönetimi tarafından görevden alınana değin (1643) burada çalıştı. 1618’de I. James’in özel hekimliğine getirildi. Kan dolaşımım konu alan yeni ve öncü araştırmaları yayımlanınca (1628) bazı tepkilerle karşılaştıysa da, yıllar boyunca İngiltere’nin en ünlü ve güvenilen hekimlerinden biri oldu.
I. James’ten sonra tahta çıkan I. Charles, Harvey’i özel hekimi yapmakla kalmadı, sarayın park ve korularındaki geyikleri incelemelerinde kullanmana izin verdi. Harvey bir yandan özel hekimliği ve Hekimler Birliği’ndeki görevlerini başarıyla sürdürürken, zamanının çoğunu fizyoloji ve anatomi araştırmalarına ayırıyordu. Fırsat buldukça böcek ve yersolucanlarından sürüngen, kuş ve memelilere kadar her tür canlı, hatta insan üzerinde uygulamalı anatomi araştırmaları yapıyordu.
Kan dolaşımı konusundaki araştırmaları. İÖ 4. yüzyılda kan dolaşımı üzerine ileri sürülen ilk kuramlar, kan damarlarının içinde hava da bulunduğu görüşüne dayanıyordu. İS 2. yüzyılda yaşamış Yunanlı hekim Galenos atardamarlarda yalnız kanın dolaştığını kanıtladı. Ama o da kanın damarlardaki hareketinin denizlerdeki gelgite bağlı olduğuna inanıyordu. Ayrıca, bu hareketi sağlayan gücü kalbin pompalama hareketinin değil, atardamarların kasılmasının yarattığına, toplardamarlardaki kanın karaciğerde oluştuktan sonra önce sağ kulakçığa, sonra sağ karıncığa ve karıncıklar arasındaki bölmedeki delikten geçerek sol karıncığa gittiğine, orada akciğerlerden gelen hava ile karışmış olan temiz atardamar kanıyla birleştiğine inanılıyordu.
Harvey, Aristoteles ve Galenos’un bu alandaki görüşlerine saygı duymakla birlikte, savlarını öncelikle kendi gözlem ve deneylerine dayandırdı. On iki yıl süren araştırmalarının sonuçlarını Exercitatio anatómica de motu cordis et sanguinis in anima- libus (1628; Hayvanlarda Kalp ve Kanın Hareketleri Üzerine Anatomi İncelemesi) adlı yapıtında topladı. Bu kitapta, kan damarlarında hava olmadığını kanıtladı, kalpteki ve büyük toplardamarlardaki kapakçıkların kanın yalnız bir yönde akmasını sağladığım ve karıncıkları ayıran bölmede bir deliğin bulunmadığını gösterdi. Ayrıca kanın, karıncıkların kasılmasıyla (sistol) kalpten dışarı atıldığını, gevşemesiyle (diyastol) kalbe dolduğunu, vücut yüzeyine yakın atardamarlardan elle duyulan nabzın, atardamarların kasılmasıyla değil, kanın damar çeperine çarpması nedeniyle oluştuğunu ortaya koydu ve küçük dolaşımın mekanizmasını açıkladı. Harvey’nin gözlemlerinde temel bir eksiklik vardı; elinde yeterince güçlü bir mikroskop olmadığı için, dokulardaki atardamarlar ile toplardamarlar arasındaki bağlantıyı sağlayan kılcal damarları fark etmemişti. Buna karşılık kalbin odacıklarındaki ve vücudun tümündeki kanın miktarını hesaplayan ilk bilim adamı oydu.
Harvey’nin kitabı, onun Avrupa’da ünlenmesini sağlarken, yeni gelişmelere karşı çıkan çevrelerin saldırı ve alaylarına da hedef oldu. O, bu konuda tartışmalara girmek istemediği halde, 1649’da Fransız anatomi bilgini Jean Riolan’m eleştirilerini yanıtlayan küçük bir kitap yayımladı.
William Harvey Son yılları : Harvey kan dolaşımından sonra hayvanlarda üreme üzerine araştırmalar yapmaya başladı. 1651’de yayımlanan De Generatione Animalium (Hayvanların Oluşumu Üzerine) adlı yapıtında öncelikle tavuk yumurtasındaki civciv embriyonunun gelişmesini inceledi ve bütün canlı türlerinde embriyonun yumurta hücresinden geliştiğini ileri sürdü. Yumurtanın döllenmesinin, Aristoteles’in ileri sürdüğü gibi âdet kanı ile olmadığını, bu süreçte ersuyunun rol oynayabileceğini düşündü. Ama sperma hücrelerini büyütecek güçte mikroskop henüz geliştirilmediği için, döllenmenin bir tür enfeksiyon sonucunda ortaya çıkabileceğini ileri sürdü.
Kral I. Charles’ın Cromwell yönetimince idam edilmesinden sonra gözden düşen Harvey mesleğinden uzaklaştı, Hekimler Birliği’ndeki görevinden de ayrıldı. 1652’de meslektaşları için yeni bir okul yaptırarak kendi kitaplığını buraya bağışladı. Son yılları gut hastalığı ve böbreğindeki taşların yol açtığı ağrılar ile beyin damarlarındaki tıkanmaya bağlı olduğu sanılan yarım felç nedeniyle acı içinde geçti.
ufff bu neee abi yaaaaaaaa adam uzaycı değlmii ne bu yaa nee çeektin bee willammm