Unconscious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unconscious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unconscious Nedir?

Unconscious kelimesi Türkçe’de bilinçaltı anlamına gelir. Kişinin farkında olmadığı düşünceleri, duyguları ve davranışları ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. The unconscious can reveal a lot about a person’s inner thoughts and feelings. (Bilinçaltı, bir kişinin iç düşünceleri ve duyguları hakkında çok şey ortaya çıkarabilir.)
  2. She had an unconscious habit of biting her nails when she was nervous. (Sinirli olduğunda, tırnaklarını ısırma gibi bilinçaltı bir alışkanlığı vardı.)
  3. He made an unconscious gesture of scratching his head when he didn’t know the answer. (Cevabı bilmediğinde, kafasını kaşımak gibi bir bilinçaltı hareket yaptı.)
  4. She was surprised by the unconscious memories that came flooding back when she saw her childhood home. (Çocukluk evini görünce ortaya çıkan bilinçaltı anılarından şaşırdı.)
  5. The therapist helped her access her unconscious thoughts and feelings through hypnosis. (Terapist, hipnoz yoluyla bilinçaltı düşüncelerine ve duygularına erişmesine yardımcı oldu.)
  6. He had an unconscious tendency to avoid confrontation. (Yüzleşmekten kaçınma gibi bir bilinçaltı eğilimi vardı.)
  7. The artist’s unconscious creativity was evident in her abstract paintings. (Sanatçının soyut resimlerinde bilinçaltı yaratıcılığı belirgindi.)
  8. She was surprised to discover an unconscious bias towards certain types of people. (Belirli insan tiplerine karşı bir bilinçaltı ön yargısı olduğunu keşfetmek onu şaşırttı.)
  9. He had an unconscious habit of twirling his hair when he was deep in thought. (Derin düşüncelere daldığında, saçını çevirme gibi bilinçaltı bir alışkanlığı vardı.)
  10. Her unconscious fear of failure held her back
    1. He acted on an unconscious impulse and blurted out the secret.
      (Bilinçaltındaki dürtüye kapılarak sırrı patlattı.)

    2. She was surprised by the strength of her unconscious desire to travel the world.
      (Dünya turu yapma konusundaki bilinçaltı isteğinin gücünden şaşırdı.)

    3. The dream was a manifestation of his unconscious fears and anxieties.
      (Rüya, bilinçaltı korkuları ve endişelerinin bir yansımasıydı.)

    4. He was unaware of his unconscious biases until they were pointed out to him.
      (Ona dikkat çekilene kadar, bilinçaltı ön yargılarının farkında değildi.)

    5. She couldn’t explain why she had an unconscious aversion to the color yellow.
      (Neden sarı rengi bilinçaltında bir tiksinme hissi yarattığını açıklayamadı.)

    6. His unconscious mind was working on the problem even when he wasn’t actively thinking about it.
      (Problemi aktif olarak düşünmediği zamanlarda bile, bilinçaltı zihninin çalıştığını fark etti.)

    7. The therapist helped her explore her unconscious feelings of guilt and shame.
      (Terapist, bilinçaltı suçluluk ve utanç duygularını keşfetmesine yardımcı oldu.)

    8. He had an unconscious tendency to associate success with material possessions.
      (Başarıyı maddi varlıklarla ilişkilendirme gibi bilinçaltı bir eğilimi vardı.)

    9. Her unconscious mind revealed the solution to the problem in a dream.
      (Bilinçaltı zihnindeki rüyasında, problem için çözümü ortaya koydu.)

    10. She was surprised to learn that her unconscious biases were affecting her decisions.
      (Bilinçaltı ön yargılarının, kararlarına etki ettiğini öğrenince şaşırdı.)

    11. His unconscious desire for power drove him to make unethical decisions.
      (Güç bilinçaltındaki arzusu, etik olmayan kararlar almasına yol açtı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.