Unconscionable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unconscionable Nedir?
Unconscionable kelimesi, ahlaki olarak kabul edilemez veya haksız derecede kötü olarak nitelendirilen bir davranışı veya durumu ifade eder.
Örnek Cümleler:
-
The company’s decision to lay off employees without any notice was unconscionable.
(Türkçe: Şirketin, herhangi bir bildirim yapmadan çalışanları işten çıkarma kararı ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
The landlord’s attempt to increase the rent by 500% was unconscionable.
(Türkçe: Ev sahibinin kira bedelini %500 artırmaya çalışması haksızdı.) -
The politician’s proposal to cut funding for education was unconscionable.
(Türkçe: Politikacının eğitime yapılan fon kesintisi önerisi ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
It’s unconscionable to leave children without proper healthcare.
(Türkçe: Çocukları uygun sağlık hizmetleri olmadan bırakmak ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The CEO’s decision to pocket the profits and leave the company bankrupt was unconscionable.
(Türkçe: CEO’nun karı cebine indirerek şirketi iflas ettirme kararı ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
The price gouging during the pandemic was unconscionable.
(Türkçe: Pandemi sırasında fiyatları fahiş bir şekilde artırmak ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
It’s unconscionable for a doctor to withhold treatment based on a patient’s race or religion.
(Türkçe: Bir doktorun, bir hastanın ırkı veya dinine dayalı olarak tedaviyi engellemesi ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The company’s refusal to pay their workers a fair wage was unconscionable.
(Türkçe: Şirketin, işçilerine adil bir ücret ödemeyi reddetmesi ahlaki olarak kabul edilemez.) -
It’s unconscionable for a teacher to discriminate against a student because of their gender identity.
(Türkçe: Bir öğretmenin, bir öğrencinin cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılık yapması ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The police brutality against peaceful protestors was unconscionable.
(Türkçe: Barışçıl protestoculara karşı polis şiddeti ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
The government’s decision to ignore the plight of refugees was unconscionable.
(Türkçe: Hükümetin mültecilerin durumunu görmezden gelme kararı ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
It’s unconscionable for a lawyer to knowingly defend a guilty client.
(Türkçe: Bir avukatın, bilerek suçlu bir müvekkilini savunması ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The factory’s disposal of toxic waste into the river was uncon
scionable.
(Türkçe: Fabrikanın zehirli atıklarını nehirde boşaltması ahlaki olarak kabul edilemezdi.)
-
The landlord’s refusal to make necessary repairs to the rental property was unconscionable.
(Türkçe: Ev sahibinin, kiralık mülkte gerekli tamiratları yapmayı reddetmesi ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
It’s unconscionable for a company to use child labor to manufacture its products.
(Türkçe: Bir şirketin ürünlerini üretmek için çocuk işçi kullanması ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The teacher’s use of corporal punishment on a student was unconscionable.
(Türkçe: Bir öğretmenin öğrenciye fiziksel ceza vermesi ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
It’s unconscionable for a landlord to evict a tenant without proper notice.
(Türkçe: Bir ev sahibinin uygun bir bildirim olmaksızın kiracıyı tahliye etmesi ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The doctor’s recommendation of an unnecessary surgery for financial gain was unconscionable.
(Türkçe: Bir doktorun finansal kazanç için gereksiz bir ameliyat önermesi ahlaki olarak kabul edilemezdi.) -
It’s unconscionable for a parent to neglect their child’s basic needs.
(Türkçe: Bir ebeveynin çocuğunun temel ihtiyaçlarını ihmal etmesi ahlaki olarak kabul edilemez.) -
The company’s use of forced labor in their supply chain was unconscionable.
(Türkçe: Şirketin, tedarik zincirinde zorla çalıştırma kullanması ahlaki olarak kabul edilemezdi.)
Hemen Yorum Yaz