
Unbidden İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unbidden: Tanımı ve Açıklaması
Unbidden, davetsiz veya beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
-
Unbidden memories of her childhood flooded back to her.
(Onun çocukluğuna ait davetsiz anıları akın akın geri geldi.)
-
He arrived unbidden at her doorstep.
(O’nun kapısında davetsizce belirdi.)
-
The smell of food made my stomach growl unbidden.
(Yemek kokusu karnımın guruldamasına neden oldu, beklenmedik bir şekilde.)
-
The tears came unbidden to her eyes.
(Gözyaşları, beklenmedik bir şekilde onun gözlerine geldi.)
-
She found herself thinking about him unbidden.
(Davetsizce, kendi kendine onun hakkında düşünmeye başladı.)
-
The memories came back unbidden.
(Anılar beklenmedik bir şekilde geri geldi.)
-
He left unbidden when he realized he was not welcome.
(Hoş karşılanmadığını anladığında, beklenmedik bir şekilde ayrıldı.)
-
She blushed unbidden at the compliment.
(Kompliman karşısında, beklenmedik bir şekilde kızardı.)
-
She laughed unbidden at his joke.
(Onun şakasına beklenmedik bir şekilde güldü.)
-
He came unbidden into her life and changed everything.
(Hayatına beklenmedik bir şekilde girdi ve her şeyi değiştirdi.)
-
The idea popped into her head unbidden.
(Fikir beklenmedik bir şekilde aklına geldi.)
-
She felt a surge of anger unbidden.
(Öfke, beklenmedik bir şekilde içinde yükseldi.)
-
He said the words unbidden and regretted them immediately.
(Kelimeleri beklenmedik bir şekilde söyledi ve hemen pişman oldu.)
-
The image came to mind unbidden.
(Görüntü beklenmedik bir şekilde zihnine geldi.)
-
She felt a pang of sadness unbidden
.
(Üzüntü hissi, beklenmedik bir şekilde onu kapladı.)
-
He found himself humming the tune unbidden.
(Kendini, beklenmedik bir şekilde şarkının melodisini mırıldanırken buldu.)
-
The words came out of her mouth unbidden.
(Kelimeler, beklenmedik bir şekilde ağzından çıktı.)
-
She shuddered unbidden at the thought.
(Düşünce karşısında, beklenmedik bir şekilde titredi.)
-
He woke up with a start as a sound unbidden interrupted his sleep.
(Uykusunu bölen beklenmedik bir sesle, birdenbire uyandı.)
-
The feeling of fear came unbidden.
(Korku hissi, beklenmedik bir şekilde içine çöktü.)
Hemen Yorum Yaz