Unavoidable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unavoidable: Kaçınılmaz, önlenemez
- It was unavoidable that the company would face financial difficulties. (Şirketin finansal zorluklarla karşılaşması kaçınılmazdı.)
- The team’s defeat was unavoidable due to their poor performance. (Takımın yenilgisi, kötü performanslarından dolayı kaçınılmazdı.)
- The teacher made it clear that there was an unavoidable conflict in the exam schedule. (Öğretmen, sınav programında kaçınılmaz bir çatışma olduğunu açıkladı.)
- It was unavoidable that there would be some disagreements between the two parties. (İki taraf arasında bazı anlaşmazlıkların olması kaçınılmazdı.)
- The hurricane’s damage was unavoidable despite the precautions taken by the residents. (Sakinlerin aldığı önlemlere rağmen, kasırganın yarattığı hasar kaçınılmazdı.)
- The inevitable result of his actions was an unavoidable confrontation with the law. (Eylemlerinin kaçınılmaz sonucu, hukukla kaçınılmaz bir yüzleşmeydi.)
- The company was facing unavoidable layoffs due to the economic downturn. (Ekonomik durgunluk nedeniyle, şirket kaçınılmaz işten çıkarmalarla karşı karşıya kaldı.)
- The consequences of climate change are unavoidable, and we need to take action now. (İklim değişikliğinin sonuçları kaçınılmazdır ve şimdi harekete geçmemiz gerekiyor.)
- The pandemic’s impact on the global economy was unavoidable. (Pandeminin küresel ekonomi üzerindeki etkisi kaçınılmazdı.)
- The athlete’s injury made it unavoidable for him to withdraw from the competition. (Sporcu yaralanması nedeniyle yarışmadan çekilmek kaçınılmaz oldu.)
- The lack of resources made it unavoidable to delay the project. (Kaynakların eksikliği, projeyi ertelemenin kaçınılmaz olmasına neden oldu.)
- The company’s expansion plans were put on hold due to the unavoidable circumstances. (Şirketin genişleme planları, kaçınılmaz koşullar nedeniyle askıya alındı.)
- The pandemic made it unavoidable for schools to switch to online learning. (Pandemi, okulların çevrimiçi öğrenime geçmesini kaçınılmaz kıldı.)
- The deadline was missed due to the unavoidable technical difficulties. (Kaçınılmaz teknik zorluklar nedeniyle son tarih kaçırıldı.)
- The loss of the key player made it unavoidable for the team to restructure their tactics. (Ana oyuncunun kaybı, takımın taktiklerini yeniden yapılandırmanın kaçınılmaz olmasına neden oldu.)
- The company’s bankruptcy was unavoidable despite the efforts to save it. (Kurtarmak için yapılan çabalarına rağmen, şirketin iflası kaçınılmazdı.)
- The damage caused by the natural disaster was unavoidable, but the government provided relief efforts. (Doğal afetin neden olduğu hasar kaçınılmazdı, ancak hükümet yardım çalışmaları sağladı.)
- The project’s delay was unavoidable due to the unexpected changes in the requirements. (Beklenmedik gereksinim değişiklikleri nedeniyle, proje gecikmesi kaçınılmazdı.)
- The unavoidable delay in the flight schedule caused inconvenience to the passengers. (Uçuş programındaki kaçınılmaz gecikme, yolculara rahatsızlık verdi.)
- The increase in taxes was unavoidable to address the country’s economic crisis. (Ülkenin ekonomik krizini ele almak için vergilerin artırılması kaçınılmazdı.)
Hemen Yorum Yaz