Unattainable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unattainable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unattainable Nedir?

Unattainable, Türkçe’de “ulaşılamaz” veya “elde edilemez” anlamlarına gelir. Bu kelime, bir hedef, amaç veya istek gibi şeylerin gerçekleştirilmesi mümkün olmayan durumları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. It’s unattainable to be perfect. (Mükemmel olmak ulaşılamazdır.)
  2. His dream of becoming a superhero was unattainable. (Süper kahraman olma hayali elde edilemezdi.)
  3. The top of the mountain was unattainable due to the heavy snow. (Yoğun kar nedeniyle dağın tepesi ulaşılamazdı.)
  4. Happiness may seem unattainable at times, but it’s worth striving for. (Mutluluk bazen ulaşılamaz görünebilir, ama peşinden koşmaya değer.)
  5. The company’s goal of becoming number one in the industry was unattainable. (Şirketin endüstride bir numara olma hedefi elde edilemezdi.)
  6. The treasure was hidden in an unattainable location. (Hazine ulaşılamayan bir yerde saklanmıştı.)
  7. She knew that his love for her was unattainable. (Onun için duyduğu aşkın ulaşılamaz olduğunu biliyordu.)
  8. His ambition to become a professional athlete was unattainable due to his physical limitations. (Fiziksel kısıtlamaları nedeniyle profesyonel bir sporcu olma hırsı ulaşılamazdı.)
  9. The level of perfection she expected from herself was unattainable. (Kendinden beklediği mükemmellik seviyesi ulaşılamazdı.)
  10. World peace may seem unattainable, but it’s something we should strive for. (Dünya barışı ulaşılamaz gibi görünebilir, ama bunun için çaba göstermeliyiz.)
  11. The singer’s vocal range was unattainable for most people. (Şarkıcının ses genişliği çoğu insan için ulaşılamazdı.)
  12. The company’s sales target for the year was unattainable. (Şirketin yıl içindeki satış hedefi ulaşılamazdı.)
  13. His expectations for his employees were unattainable. (<

Çalışanlarından beklediği şeyler ulaşılamazdı.)
14. Winning the lottery may seem unattainable, but someone has to win. (Lotoyu kazanmak ulaşılamaz gibi görünebilir, ama biri kazanmak zorundadır.)

  1. The distance between the two cities was unattainable on foot. (İki şehir arasındaki mesafe yürüyerek ulaşılamazdı.)
  2. His desire for fame and fortune was unattainable. (Ün ve servet isteği ulaşılamazdı.)
  3. The standard of beauty set by society is often unattainable. (Toplum tarafından belirlenen güzellik standardı genellikle ulaşılamazdır.)
  4. The requirements for the job were unattainable for most applicants. (İş için gerekenler çoğu başvuru sahibi için ulaşılamazdı.)
  5. His expectations for his romantic partner were unattainable. (Romantik partnerinden beklediği şeyler ulaşılamazdı.)
  6. The level of success he expected from himself was unattainable. (Kendinden beklediği başarı seviyesi ulaşılamazdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.