Unashamed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unashamed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unashamed

Unashamed kelimesi Türkçede “utanmaz” anlamına gelir. Bu kelime, birinin utanmadan ya da pişmanlık duymadan yaptığı bir eylemi veya davranışı ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She was unashamed of her behavior and refused to apologize. (Davranışından utanmadı ve özür dilemeyi reddetti.)
  2. He is unashamedly selfish and only thinks about himself. (O, utanmazca bencil ve sadece kendini düşünüyor.)
  3. The politician was unashamed about his corrupt activities. (Politikacı, yolsuz faaliyetleri konusunda utanmadı.)
  4. She walked around the office unashamed, despite her unprofessional behavior. (Profesyonel olmayan davranışlarına rağmen, ofiste utanmadan dolaştı.)
  5. He told an unashamed lie to get out of trouble. (Sorunlardan kurtulmak için utanmadan yalan söyledi.)
  6. She was unashamed of her body and wore revealing clothes. (Vücudundan utanmadı ve açıklayıcı kıyafetler giydi.)
  7. The CEO was unashamedly ruthless in his pursuit of profit. (CEO, kar elde etme çabasında utanmadan acımasızdı.)
  8. The singer’s unashamed confidence impressed the judges. (Şarkıcının utanmadan sergilediği özgüven, hakimleri etkiledi.)
  9. He made an unashamed attempt to steal the spotlight from his colleague. (Meslektaşından ilgi odağını çalmak için utanmadan bir girişimde bulundu.)
  10. She was unashamedly open about her unconventional lifestyle. (Geleneksel olmayan yaşam tarzı konusunda utanmadan açıktı.)
  11. He had an unashamed love for luxury and spent all his money on expensive things. (Lüks sevgisi konusunda utanmadan açıktı ve tüm parasını pahalı şeylere harcadı.)
  12. The athlete was unashamed of his steroid use and defended himself vehemently. (Stereoid kullanımı konusunda utanmadı ve kendisini şiddetle savundu.)
  13. She was unashamed to admit her mistakes and took responsibility for her actions. (Hatalarını kabul etmekten utanmadı ve eylemlerinden sorumlu oldu.)
  14. He made an unashamed attempt to flirt with his boss’s wife. (Patronunun karısıyla flört etmek için utanmadan bir girişimde bulundu.)
  15. The artist’s unashamed expression of sexuality shocked some viewers. (Sanatçının utanmadan sergilediği cinselliğin ifadesi, bazı izleyicileri şaşırttı.)
  16. She was unashamed to ask for help when she needed it. (İhtiyacı olduğunda yardım istemekten utanmadı.)
  17. He had an unashamed love for junk food and ate it every day. (Çöp yiyecekler konusunda utanmadan aşık
  1. The comedian’s unashamed humor pushed the boundaries of what was considered appropriate. (Komedyenin utanmadan sergilediği mizah, uygun kabul edilen sınırları zorladı.)
  2. She was unashamed of her unconventional opinions and expressed them freely. (Geleneksel olmayan düşüncelerine utanmadan sahipti ve özgürce ifade etti.)
  3. He showed an unashamed disregard for the rules and did whatever he wanted. (Kurallara utanmadan saygısızlık gösterdi ve istediğini yaptı.)

(Türkçe çeviriler kalın olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.