Unafraid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unafraid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unafraid

Unafraid, Türkçe’de “korkusuz” anlamına gelir. Bir kişinin bir durum karşısında korkusuz olması ve korku hissetmemesi anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I am unafraid of heights. (Yüksekliklerden korkmuyorum.)
  2. She remained unafraid in the face of danger. (Tehlike karşısında korkusuz kalmaya devam etti.)
  3. The unafraid soldier charged into battle. (Korkusuz asker savaşa girdi.)
  4. He is unafraid to speak his mind. (Düşüncelerini söylemekten korkmuyor.)
  5. Despite the dark, she walked unafraid through the forest. (Karanlığa rağmen, korkusuzca ormanın içinden yürüdü.)
  6. The unafraid climber scaled the mountain without hesitation. (Korkusuz dağcı tereddüt etmeden dağı tırmandı.)
  7. They were unafraid to take risks and pursue their dreams. (Risk almaktan ve hayallerini takip etmekten korkmuyorlardı.)
  8. The unafraid student asked the difficult question in class. (Korkusuz öğrenci sınıfta zor soruyu sordu.)
  9. She was unafraid to stand up for what she believed in. (İnandığı şeyler için mücadele etmekten korkmuyordu.)
  10. The unafraid firefighter rushed into the burning building to save lives. (Korkusuz itfaiyeci hayatları kurtarmak için yanmaya başlayan binaya koştu.)
  11. He was unafraid to admit his mistakes and learn from them. (Hatalarını kabul etmekten ve onlardan öğrenmekten korkmuyordu.)
  12. The unafraid activist led the protest against injustice. (Korkusuz aktivist haksızlığa karşı protestoyu yönetti.)
  13. She remained unafraid even when faced with criticism and opposition. (Eleştirilerle ve karşıtlıkla karşı karşıya kaldığında bile korkusuz kaldı.)
  14. The unafraid athlete took on the challenge of running a marathon. (Korkusuz sporcu maraton koşma meydan okumasını kabul etti.)
  15. He was unafraid to start his own business and take control of his career. (Kendi işini kurmaktan ve kariyerinde kontrolü ele almaktan korkmuyordu.)
  16. The unafraid explorer ventured into the unknown territory. (Korkusuz kaşif bilinmeyen topraklara girdi.)
  17. She was unafraid to try new things and step out of her comfort zone. (Yeni şeyler denemekten ve konfor alanından çıkmaktan korkmuyordu.)
  18. The unafraid artist expressed himself freely in his work. (Korkusuz sanatçı işinde kendini özgürce ifade etti.)
  19. He remained unafraid in the face of failure and kept pushing forward. (Başarısız

olmanın karşısında korkusuz kaldı ve ileriye doğru ilerlemeye devam etti.)
20. The unafraid parent stood up for their child’s rights and needs. (Korkusuz ebeveyn çocuğunun hakları ve ihtiyaçları için mücadele etti.)

Türkçe Karşılıklar

  • korkusuz
  • korkusuz kalmak
  • cesur
  • düşüncelerini söylemekten korkmayan
  • risk almaktan korkmayan
  • hayallerini takip etmekten korkmayan
  • hatalarını kabul etmekten korkmayan
  • eleştirilerle karşı karşıya kalmaktan korkmayan
  • maraton koşma meydan okumasını kabul eden
  • kendi işini kurmaktan korkmayan
  • bilinmeyen topraklara giren
  • yeni şeyler denemekten korkmayan
  • kendini özgürce ifade eden
  • başarısız olmanın karşısında korkusuz kalan
  • çocuğunun hakları ve ihtiyaçları için mücadele eden

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.