Unadventurous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unadventurous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unadventurous

Unadventurous, Türkçe’de “maceracı olmayan, cesareti olmayan” gibi anlamlara gelir. Bu kelime sıklıkla kişilerin risk almaktan kaçınan ve sıradan hayatları olan kişiler için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. My unadventurous friend never wants to try new things. (Maceracı olmayan arkadaşım yeni şeyler denemek istemez.)
  2. I’m not very adventurous when it comes to trying new foods. (Yeni yiyecekler denemek konusunda pek maceracı değilim.)
  3. His unadventurous nature makes him hesitant to travel to unfamiliar places. (Maceracı olmayan doğası, onu bilmediği yerlere seyahat etmekten çekingen yapar.)
  4. She had an unadventurous childhood in a small town. (Küçük bir kasabada macerasız bir çocukluğu oldu.)
  5. He is unadventurous in his approach to problem-solving. (Sorun çözme konusunda yaklaşımı macerasız.)
  6. I find his unadventurous attitude to be a bit boring. (Onun macerasız tavrını biraz sıkıcı buluyorum.)
  7. Their unadventurous trip was quite uneventful. (Macerasız gezileri oldukça olaysızdı.)
  8. I wish my unadventurous partner would be more open to trying new things. (Maceracı olmayan partnerim yeni şeyler denemeye daha açık olmasını dilerim.)
  9. His unadventurous behavior is holding him back from experiencing new opportunities. (Maceracı olmayan davranışları, yeni fırsatlar yaşamaktan alıkoyuyor.)
  10. I can’t imagine living an unadventurous life. (Macerasız bir hayat yaşamayı hayal bile edemiyorum.)
  11. She has an unadventurous personality, which makes her risk-averse. (Maceracı olmayan bir kişiliği var, bu da onu riskten kaçınan yapar.)
  12. His unadventurous style of dress is very conservative. (Maceracı olmayan giyim tarzı oldukça muhafazakârdır.)
  13. I prefer an unadventurous approach to investing my money. (Paramı yatırırken macerasız bir yaklaşımı tercih ediyorum.)
  14. Her unadventurous taste in music is quite narrow. (Macerasız müzik zevki oldukça dar.)
  15. I think his unadventurous attitude is limiting his potential. (Onun macerasız tavrının potansiyelini kısıtladığını düşünüyorum.)
  16. Their unadventurous personalities make them unlikely to take risks. (Maceracı olmayan kişilikleri, risk almalarını olası kılmaz.)
  17. I don’t understand why some people are so unadventurous. (Neden bazı insanların bu kadar macerasız olduğunu anlamıyorum.)
  18. His unadventurous outlook on life is quite pessimistic. (Hayata mac

erasız bakış açısı oldukça kötümser.)
19. She is unadventurous when it comes to trying new hobbies. (Yeni hobiler denemek konusunda pek maceracı değil.)

  1. His unadventurous personality clashes with my more adventurous spirit. (Maceracı olmayan kişiliği, benim daha maceracı ruhumla çatışıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.