Unacuminous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unacuminous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unacuminous Nedir?


Unacuminous, bir nesnenin veya yüzeyin sivri uçlara sahip olmaması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The unacuminous edges of the table were safer for the children.
    (Tabanın keskin olmaması çocuklar için daha güvenliydi.)

  2. The unacuminous tip of the pen made it difficult to write with.
    (Kalemin ucu sivri olmadığından dolayı yazmak zordu.)

  3. The unacuminous rocks on the beach made it easier to walk barefoot.
    (Plajdaki keskin kayalar çıplak ayakla yürümeyi kolaylaştırdı.)

  4. The unacuminous corners of the picture frame made it easy to hang on the wall.
    (Resim çerçevesinin köşeleri sivri olmadığından duvara asmak kolaydı.)

  5. The unacuminous blade of the knife made it difficult to cut through the meat.
    (Bıçağın ucu sivri olmadığından eti kesmek zordu.)

  6. The unacuminous tip of the pencil made it difficult to sharpen.
    (Kalem ucu sivri olmadığından kalemi bilemek zordu.)

  7. The unacuminous edges of the book made it easier to flip through the pages.
    (Kitabın kenarları sivri olmadığından sayfaları çevirmek daha kolaydı.)

  8. The unacuminous corners of the tablecloth made it easy to fold.
    (Masa örtüsünün köşeleri sivri olmadığından katlamak kolaydı.)

  9. The unacuminous tip of the screwdriver made it difficult to turn the screw.
    (Tornavida ucu sivri olmadığından vida çevirmek zordu.)

  10. The unacuminous edges of the cookie cutter made it easy to handle.
    (Kurabiye kalıbının kenarları sivri olmadığından kullanımı kolaydı.)

  11. The unacuminous corners of the picture made it easy to frame.
    (Resmin köşeleri sivri olmadığından çerçevelemesi kolaydı.)

  12. The unacuminous edge of the credit card made it easier to slide into the wallet.
    (Kredi kartının kenarı sivri olmadığından cüzdana kaydırmak daha kolaydı.)

  13. The unacuminous tip of the paintbrush made it difficult to create fine lines.
    (Fırça ucu sivri olmadığından ince çizgiler oluşturmak zordu.)

  14. The unacuminous edges of the ruler made it easier to measure accurately.
    (Rögarın kenarları sivri olmadığından ölçüleri doğru almak kolaydı.)

  15. The unacuminous tip of the highlighter made it difficult to underline neatly.
    (Vurgulayıcının ucu sivri olmadığından düzgün alt çizgi yapmak zordu.)

  16. The unacuminous edges of the carpet made it easier to vacuum.
    (Halının kenarları sivri olmadığından sü

pürmek daha kolaydı.)

  1. The unacuminous corners of the pillow made it more comfortable to sleep on.
    (Yastığın köşeleri sivri olmadığından üzerinde uyumak daha rahattı.)

  2. The unacuminous edge of the mirror made it easier to clean.
    (Aynanın kenarı sivri olmadığından temizlemesi daha kolaydı.)

  3. The unacuminous corners of the phone case made it easy to grip.
    (Telefon kılıfının köşeleri sivri olmadığından tutması kolaydı.)

  4. The unacuminous tip of the stylus made it difficult to draw precise lines on the screen.
    (Stylus’un ucu sivri olmadığından ekrana hassas çizgiler çizmek zordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.