Unaccountable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unaccountable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unaccountable

Unaccountable kelimesi Türkçe’de “sorumlu olmayan, hesap verilemez” anlamına gelir. Bu kelime, bir kişinin veya bir şeyin hareketlerinin sonuçlarının açıklanamaması veya hesap verilememesi durumlarında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The company’s financial records were unaccountable, which raised suspicion among investors. (Şirketin mali kayıtları hesap verilemezdi, bu da yatırımcılar arasında şüphe uyandırdı.)
  2. The government’s decision to cut funding for education was unaccountable to many citizens. (Hükümetin eğitime yönelik finansmanı kesme kararı birçok vatandaş için sorumlu olmayan bir karardı.)
  3. The employee’s absence without explanation was unaccountable and led to disciplinary action. (Çalışanın açıklama yapmadan ortadan kaybolması sorumlu olmayan bir davranıştı ve disiplin işlemine neden oldu.)
  4. The team’s failure to meet the deadline was unaccountable and resulted in the project being cancelled. (Takımın süreye uymaması sorumlu olmayan bir davranıştı ve projenin iptal edilmesine neden oldu.)
  5. The politician’s unaccountable behavior raised concerns among voters about their trustworthiness. (Politikacının hesap verilemeyen davranışı, seçmenler arasında güvenilirlikleri konusunda endişe yarattı.)
  6. The company’s unaccountable expenses were discovered during an audit, leading to an investigation. (Denetim sırasında şirketin hesap verilemeyen harcamaları keşfedildi ve bir soruşturmaya neden oldu.)
  7. The athlete’s sudden withdrawal from the competition was unaccountable and left fans disappointed. (Sporcunun yarışmadan aniden çekilmesi sorumlu olmayan bir davranıştı ve hayranları hayal kırıklığına uğrattı.)
  8. The professor’s unaccountable grading system caused confusion among students. (Profesörün hesap verilemeyen notlandırma sistemi öğrenciler arasında karışıklığa neden oldu.)
  9. The company’s unaccountable decision to lay off employees led to protests and boycotts. (Şirketin hesap verilemeyen şekilde çalışanları işten çıkarma kararı protestolara ve boykotlara neden oldu.)
  10. The charity’s unaccountable use of donations caused public outrage and a decrease in support. (Bağışların hesap verilemeyen şekilde kullanılması hayal kırıklığı yarattı ve desteği azalttı.)
  11. The politician’s unaccountable spending on travel expenses led to an investigation by the ethics committee. (Politikacının seyahat harcamaları için hesap verilemeyen harcama yapması, etik komite tarafından bir soruşturmaya neden oldu.)
  12. The athlete’s unaccountable absence from practice led to a loss in their next competition. (Sporcunun açıklama yapmadan

antrenmandan uzak kalması bir sonraki yarışlarında kaybetmelerine neden oldu.)
13. The company’s unaccountable actions resulted in a lawsuit from angry customers. (Şirketin hesap verilemeyen davranışları öfkeli müşterilerin dava açmasına neden oldu.)

  1. The student’s unaccountable absence from class led to a drop in their grade. (Öğrencinin sınıftan açıklama yapmadan uzak kalması, notunun düşmesine neden oldu.)
  2. The organization’s unaccountable use of funds led to a loss of credibility and support. (Organizasyonun hesap verilemeyen fon kullanımı itibar kaybına ve desteğin azalmasına neden oldu.)
  3. The leader’s unaccountable decision-making caused division and dissent within the group. (Liderin hesap verilemeyen kararları grup içinde ayrılık ve muhalefete neden oldu.)
  4. The company’s unaccountable product recall damaged their reputation and resulted in a loss of revenue. (Şirketin hesap verilemeyen ürün geri çağırma işlemi itibarlarını zedeledi ve gelir kaybına neden oldu.)
  5. The teacher’s unaccountable grading practices led to complaints from students and parents. (Öğretmenin hesap verilemeyen notlandırma yöntemleri öğrenciler ve velilerden şikayet almasına neden oldu.)
  6. The organization’s unaccountable decision to cancel the event disappointed attendees and sponsors. (Organizasyonun hesap verilemeyen şekilde etkinliği iptal etmesi katılımcıları ve sponsorları hayal kırıklığına uğrattı.)
  7. The manager’s unaccountable behavior towards employees led to high turnover and low morale. (Yöneticinin çalışanlara karşı hesap verilemeyen davranışları yüksek devir oranı ve düşük moral seviyesine neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.