Ulterior İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ulterior İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ulterior Nedir?

Ulterior, bir amaç ya da niyetin ardındaki gizli amaçları ifade eden bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. He has an ulterior motive for helping us. (O, bize yardım etmenin ardında gizli bir niyeti var.)
  2. The politician had an ulterior motive for supporting the bill. (Politikacının, faturayı desteklemek için gizli bir amacı vardı.)
  3. I can’t shake the feeling that he has an ulterior motive for inviting me out. (Beni dışarıya davet etmenin ardında gizli bir niyeti olduğu hissine kapılamıyorum.)
  4. She had an ulterior motive for buying him such an expensive gift. (Ona bu kadar pahalı bir hediye almanın ardında gizli bir amacı vardı.)
  5. I think his compliments have an ulterior motive behind them. (Ben onun iltifatlarının ardında gizli bir niyet olduğunu düşünüyorum.)
  6. The company’s generous donation had an ulterior motive. (Şirketin cömert bağışının ardında gizli bir amaç vardı.)
  7. He offered to help, but I suspected he had an ulterior motive. (Yardım etmek için teklif etti ama onun arkasında gizli bir niyet olduğunu düşündüm.)
  8. She accused him of having an ulterior motive for wanting to be her friend. (Onun arkadaşı olmak istemesinin ardında gizli bir amaç olduğunu suçladı.)
  9. His praise of her work had an ulterior motive. (Onun işini övmesinin ardında gizli bir amaç vardı.)
  10. I’m afraid her invitation has an ulterior motive. (Onun davetinin arkasında gizli bir niyet olduğundan korkuyorum.)
  11. He pretended to be friendly, but I could tell he had an ulterior motive. (Arkadaşça davrandı ama arkasında gizli bir amaç olduğunu anlayabildim.)
  12. She claimed to be acting out of kindness, but I suspected an ulterior motive. (Nazik davrandığını iddia etti ama arkasında gizli bir niyet olduğunu düşündüm.)
  13. The company’s decision had an ulterior motive. (Şirketin kararının arkasında gizli bir amaç vardı.)
  14. I don’t trust his offer to help; I think he has an ulterior motive. (Onun yardım teklifine güvenmiyorum; arkasında gizli bir niyet olduğunu düşünüyorum.)
  15. She claimed to be looking out for my best interests, but I suspected ulterior motives. (Benim en iyi çıkarlarımı düşündüğünü iddia etti ama arkasında gizli niyetler olduğunu düşündüm.)
  16. He seemed too eager to help, which made me suspicious of ulterior motives. (Çok yardımsever görünüyordu, bu da arkasında gizli niyetler olduğundan şüphelenmemi sağladı.)
  17. She said she wanted to make

amends for her past mistakes, but I couldn’t help but wonder if there was an ulterior motive. (Geçmiş hatalarını telafi etmek istediğini söyledi, ama arkasında gizli bir niyet olup olmadığını merak edemedim.)
18. I’m afraid his apology has an ulterior motive. (Özrünün arkasında gizli bir niyet olduğundan korkuyorum.)

  1. The charity event had an ulterior motive of promoting the company’s brand. (Hayırseverlik etkinliğinin şirketin markasını tanıtmak gibi gizli bir amacı vardı.)
  2. He offered to pay for dinner, but I suspected there was an ulterior motive. (Akşam yemeği için ödeme yapmayı teklif etti, ama arkasında gizli bir niyet olduğunu düşündüm.)

(Türkçe çeviriler kalın olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.