Tent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

TENT İLE İLGİLİ CÜMLELER

Tent (Çadır) – A temporary shelter made of fabric or other materials that is supported by poles and ropes.

1. We pitched our tent in the middle of the woods. (Biz çadırımızı ormanın ortasında kurduk.)
2. The wind was so strong that it blew our tent away. (Rüzgar o kadar güçlüydü ki çadırımızı uçurdu.)
3. They spent the night in a tent on the beach. (Plajda bir çadırda gece geçirdiler.)
4. The campers were cooking their dinner outside their tent. (Kampçılar akşam yemeklerini çadırlarının dışında pişiriyorlardı.)
5. We need to buy a bigger tent for our family camping trip. (Aile kampı için daha büyük bir çadır almamız gerekiyor.)
6. The tent was too small for all of our camping gear. (Çadır, tüm kamp malzemelerimiz için çok küçüktü.)
7. We used a tarp to cover the tent in case it rained. (Yağmur yağarsa çadırı örtmek için branda kullandık.)
8. The tent was set up next to the lake, providing a beautiful view. (Çadır gölün yanına kuruldu ve harika bir manzara sağladı.)
9. The children had a great time playing in the tent. (Çadırda oynamaktan çocuklar çok keyif aldılar.)
10. We had to take down the tent quickly because a storm was approaching. (Fırtına yaklaştığı için çadırı hızlıca indirmemiz gerekiyordu.)
11. The tent was decorated with fairy lights, creating a cozy atmosphere. (Çadır, peri ışıklarıyla süslenmiş ve sıcak bir atmosfer yaratmıştı.)
12. They slept in a tent at the music festival. (Müzik festivalinde bir çadırda uyudular.)
13. The tent was made of waterproof material, which was useful during rainy nights. (Çadır, yağmurlu gecelerde işe yarayan su geçirmez malzemeden yapılmıştı.)
14. We hiked for hours to find the perfect spot for our tent. (Çadırımız için mükemmel bir yer bulmak için saatlerce yürüdük.)
15. The tent was covered in mud after a rainy camping trip. (Yağmurlu bir kamp gezisi sonrası çadır çamurdan kaplanmıştı.)
16. The tent was set up under a tree for shade during the hot summer days. (Çadır, sıcak yaz günlerinde gölge için bir ağacın altına kuruldu.)
17. They used a portable heater to keep the tent warm during the cold winter nights. (Soğuk kış gecelerinde çadırı sıcak tutmak için portatif bir ısıtıcı kullandılar.)
18. We forgot to bring a tent peg, so we had to use a stick to secure the tent. (Çadır kazığı getirmeyi unuttuk, bu yüzden çadırı sağlamlaştı

rmak için bir çubuk kullandık.)
19. The family enjoyed a camping trip in the mountains, sleeping in their cozy tent. (Aile, dağlarda sıcak ve rahat bir çadırda uyuyarak kamp gezisinden keyif aldı.)

20. We had to repair a tear in the tent with duct tape. (Çadırın bir yerindeki yırtığı çift taraflı bantla tamir etmek zorunda kaldık.)