Tenement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tenement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tenement Nedir?

Tenement, genellikle kalabalık şehir bölgelerinde bulunan, küçük, sıkışık ve kötü koşullarda yaşamaya uygun olmayan apartman dairesi veya dairelerden oluşan bir konut tipidir.

Tenement İle İlgili 20 Örnek Cümle:

  1. The tenement building was in such poor condition that it was condemned by the city. (Apartman dairesi o kadar kötü durumdaydı ki şehir tarafından mahkum edildi.)

  2. Many immigrants in the 19th century lived in crowded tenements in New York City. (19. yüzyılda birçok göçmen, New York’taki kalabalık apartman dairelerinde yaşadı.)

  3. The tenement had no central heating, so the tenants had to rely on space heaters. (Apartman dairesinde merkezi ısıtma yoktu, bu yüzden kiracılar uzay ısıtıcılarına güvenmek zorundaydı.)

  4. The landlord was criticized for allowing the tenement to fall into disrepair. (Ev sahibi apartman dairesinin bakımsız hale gelmesine izin verdiği için eleştirildi.)

  5. The tenement had no elevator, so the tenants had to walk up several flights of stairs. (Apartman dairesinde asansör yoktu, bu yüzden kiracılar birkaç kat merdiven çıkmak zorunda kaldı.)

  6. The tenement was infested with cockroaches and mice. (Apartman dairesi hamam böcekleri ve farelerle istila edilmişti.)

  7. The tenement had a shared bathroom for all the tenants on each floor. (Apartman dairesinde her katta tüm kiracılar için paylaşılan bir banyo vardı.)

  8. The tenement was so cramped that there was barely any room to move around. (Apartman dairesi o kadar sıkışıktı ki neredeyse hareket edecek alan yoktu.)

  9. The tenement had no air conditioning, so the tenants had to keep their windows open to stay cool. (Apartman dairesinde klima yoktu, bu yüzden kiracılar serin kalmak için pencerelerini açık tutmak zorundaydı.)

  10. The tenement was located in a dangerous neighborhood, and the tenants often feared for their safety. (Apartman dairesi tehlikeli bir mahallede yer aldı ve kiracılar sık sık güvenlikleri için endişe duyuyorlardı.)

  11. The tenement was owned by a slumlord who charged exorbitant rent for the tiny apartments. (Apartman dairesi, küçük daireler için aşırı yüksek kira ücreti alan bir fakir semt ev sahibine aitti.)

  12. The tenement had no private outdoor space, so the tenants had to use a shared courtyard. (Apartman dairesinde özel açık hava alanı yoktu, bu yüzden kiracılar paylaşılan bir avluyu kullanmak zorundaydı.)

  13. The tenement was so overcrowded that families had to share small, cramped rooms. (Apartman dairesi o kadar kalabalıktı ki aileler küçük, sıkışık odaları paylaşmak zorunda kaldı.)

  14. The tenement had a high rate of tuberculosis and other diseases due to the poor living conditions. (Apartman dairesi kötü yaşam koşulları nedeniyle tüberküloz ve diğer hastalıkların yüksek bir oranına sahipti.)

  15. The tenement was so noisy that the tenants had trouble sleeping at night. (Apartman dairesi o kadar gürültülüydü ki kiracılar gece uyumakta zorluk çekiyordu.)

  16. The tenement had a communal kitchen for all the tenants to use. (Apartman dairesinde tüm kiracıların kullanabileceği bir ortak mutfak vardı.)

  17. The tenement was located in a flood-prone area, and the tenants often had to deal with water damage. (Apartman dairesi sel bölgesinde yer aldı ve kiracılar sık sık su hasarıyla uğraşmak zorunda kaldı.)

  18. The tenement was so poorly insulated that the tenants had to bundle up in the winter to stay warm. (Apartman dairesi o kadar kötü yalıtılmıştı ki kiracılar kışın sıcak kalmak için sarınmak zorunda kaldı.)

  19. The tenement had no laundry facilities, so the tenants had to wash their clothes by hand or go to a laundromat. (Apartman dairesinde çamaşırhane yoktu, bu yüzden kiracılar elde yıkamak veya bir çamaşırhaneye gitmek zorundaydılar.)

Yukarıdaki cümlelerde tenement kelimesi, genellikle kalabalık şehir bölgelerinde bulunan, küç

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.