Tend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tend İle İlgili Cümleler

Tend, “gerginleştirmek, çekmek, yönelmek” gibi anlamlara gelen bir fiildir.

Örnek cümleler:

  1. She carefully tended to the flowers in her garden. (O, bahçesindeki çiçeklere özenle bakıyordu.)
  2. The nurse tended to the patient’s wound. (Hemşire, hastanın yarasına bakıyordu.)
  3. He tends to get nervous before big meetings. (O, büyük toplantılardan önce sinirli olma eğilimindedir.)
  4. The farmer tended to his crops in the early morning. (Çiftçi, sabahın erken saatlerinde mahsullerine bakıyordu.)
  5. The mother tended to her sick child all night. (Anne, tüm gece hasta çocuğuna baktı.)
  6. The gardener tended to the lawn, mowing the grass and pulling weeds. (Bahçıvan, çimleri biçerek ve yabani otları çekerek bahçeye bakıyordu.)
  7. The restaurant owner tended to his customers, making sure they were happy with their meals. (Restoran sahibi, müşterilerine bakıyor, yemeklerinden memnun olup olmadıklarını kontrol ediyordu.)
  8. She tends to be a bit forgetful, so she writes everything down in a notebook. (O, biraz unutkan olma eğilimindedir, bu yüzden her şeyi bir deftere yazar.)
  9. The coach tended to his injured player on the sidelines. (Antrenör, kenardaki sakat oyuncusuna bakıyordu.)
  10. The priest tended to the needs of his parishioners. (Papaz, cemaatinin ihtiyaçlarına bakıyordu.)
  11. He tends to avoid conflict whenever possible. (O, mümkün olduğunca çatışmadan kaçma eğilimindedir.)
  12. The caretaker tended to the animals at the zoo. (Bakıcı, hayvanat bahçesindeki hayvanlara bakıyordu.)
  13. She tends to overthink things and get anxious. (O, şeyleri fazla düşünür ve endişelenir.)
  14. The trainer tended to the injured athlete on the field. (Antrenör, sahadaki sakat sporcuyla ilgileniyordu.)
  15. The mechanic tended to the car, replacing the oil and checking the brakes. (Tamirci, araca bakarak yağı değiştiriyor ve frenleri kontrol ediyordu.)
  16. The teacher tended to the needs of her students, providing extra help when necessary. (Öğretmen, öğrencilerinin ihtiyaçlarına bakıyor, gerektiğinde ekstra yardım sağlıyordu.)
  17. He tends to procrastinate, so he set deadlines for himself to stay on track. (O, işleri öteleme eğilimindedir, bu yüzden takipte kalması için kendine zaman sınırları belirledi.)
  18. The barista tended to the coffee machine, making sure it was clean and working properly. (Barista, kahve makinesine bakıyor, temiz ve

düzgün çalıştığından emin oluyordu.)
19. The park ranger tended to the trails, clearing debris and maintaining signage. (Park görevlisi, patikalara bakarak, enkazları temizleyerek ve işaretleri koruyarak görevini yapıyordu.)

  1. The therapist tended to her patients, providing emotional support and guidance. (Terapist, hastalarına duygusal destek ve rehberlik sağlayarak onlara bakıyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.