Temporal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Temporal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Temporal Kelimesi ve Kullanımı

Temporal kelimesi, “zamana ait” ya da “dünyevi” anlamlarına gelmektedir. Temporal kelimesi, sıklıkla tıp ve din alanlarında kullanılmaktadır.

Örnek Cümleler:


1.

The temporal lobe is responsible for auditory processing.

(Temporal lob kulakla ilgili işlemlerden sorumludur.)

2.

The monk chose a life of spiritual contemplation over temporal pleasures.

(Rahip, dünyevi hazların yerine manevi düşüncelerle dolu bir hayat seçti.)

3.

The temporal nature of life is something we all must come to terms with.

(Hayatın zamana ait doğası, hepimizin yüzleşmek zorunda olduğu bir şeydir.)

4.

The artist used temporal materials like sand and ice to create his sculptures.

(Sanatçı, heykellerini kum ve buz gibi zamana ait malzemeler kullanarak yaptı.)

5.

The patient was experiencing temporal lobe seizures.

(Hasta, temporal lob nöbetleri yaşıyordu.)

6.

The scientist studied the temporal patterns of bird migration.

(Bilim adamı, kuş göçlerinin zamana ait desenlerini inceledi.)

7.

The monk meditated on the temporal nature of the material world.

(Rahip, madde dünyasının zamana ait doğası üzerine meditasyon yaptı.)

8.

The museum exhibited temporal art that would only last for a limited time.

(Müze, sadece sınırlı bir süre var olacak olan zamana ait sanat eserlerini sergiledi.)

9.

The doctor ordered a temporal artery biopsy to diagnose the patient’s condition.

(Doktor, hastanın durumunu teşhis etmek için temporal arter biyopsisi istedi.)

10.

The temporal ruler was more concerned with his own power than the welfare of his people.

(Zamana ait lider, halkının refahından çok kendi gücüyle ilgileniyordu.)

11.

The musician created a temporal piece of music that was meant to be experienced in a specific location.

(Müzisyen, belirli bir yerde deneyimlenmesi için tasarlanmış zamana ait bir müzik parçası yarattı.)

12.

The temporal distance between us only strengthened our friendship.

(Aradaki zamana ait mesafe sadece arkadaşlığımızı güçlendirdi.)

13.

The archaeologist discovered a temporal artifact from the 12th century.

(Arkeolog, 12. yüzyıldan kalma bir zamana ait eser keşfetti.)

14. 14.

The temporal power of the church was a major political force during the Middle Ages.

(Orta Çağ’da kilisenin zamana ait gücü, önemli bir siyasi güçtü.)

15.

The professor lectured on the temporal nature of human memory.

(Profesör, insan belleğinin zamana ait doğası hakkında ders verdi.)

16.

The temporary employee was only hired for a short period of time.

(Geçici çalışan, sadece kısa bir süre için işe alındı.)

17.

The temporal displacement caused by the time machine had unforeseen consequences.

(Zaman makinesi tarafından neden olan zamana ait yer değiştirmenin beklenmeyen sonuçları vardı.)

18.

The artist’s installation was a temporal experience that changed with each passing moment.

(Sanatçının yaptığı yerleştirme, her an değişen bir zamana ait deneyimdi.)

19.

The patient’s temporal bone fracture required surgery.

(Hastanın temporal kemiği kırıldığı için ameliyat gerekiyordu.)

20.

The temporal limitations of human existence make it all the more important to cherish every moment.

(İnsan varoluşunun zamana ait sınırları, her anı kıymetli kılmak için daha da önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.