Temerity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Temerity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Temerity Nedir?


Temerity, cesaret ve korkusuzluk anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır. Ancak, genellikle aşırıya kaçan, saygısızlık veya kabalık içeren cesaret göstermek anlamında da kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. It took temerity to confront the boss about his unfair treatment. (Adaletsiz davranışları hakkında patronla konuşmak cesaret gerektirir.)
  2. He had the temerity to interrupt the speaker mid-sentence. (Konuşmacının cümlesinin ortasında söz kesmek için cesareti vardı.)
  3. I cannot believe he had the temerity to ask for a raise after such poor performance. (Bu kadar kötü performansın ardından zam talep etmek için cesareti olduğuna inanamıyorum.)
  4. Her temerity in the face of danger was admirable. (Tehlike karşısındaki cesareti takdire şayandı.)
  5. The journalist showed temerity in exposing the government’s corruption. (Gazeteci, hükümetin yolsuzluklarını açığa çıkarmak için cesaret gösterdi.)
  6. He had the temerity to insult my family in my own home. (Evimde aileme hakaret etmek için cesareti vardı.)
  7. I can’t believe she had the temerity to wear that outfit to a formal event. (Resmi bir etkinlikte o kıyafeti giymek için cesaretinin olduğuna inanamıyorum.)
  8. He had the temerity to suggest that I was lying. (Yalan söylediğimi ima etmek için cesareti vardı.)
  9. Her temerity to speak up against injustice was inspiring. (Adaletsizliğe karşı sesini yükseltme cesareti ilham vericiydi.)
  10. I had the temerity to quit my stable job and pursue my dream. (Kararlılığımı koruyarak stabil işimden ayrıldım ve hayallerimi takip etmeye cesaret ettim.)
  11. She had the temerity to criticize the teacher in front of the entire class. (Tüm sınıfın önünde öğretmeni eleştirmek için cesareti vardı.)
  12. I cannot believe he had the temerity to cheat on his wife. (Karısını aldattığına inanmak için cesareti yok.)
  13. His temerity to jump off the cliff without a parachute was foolish. (Paraşüt olmadan kayalıklardan atlamak için gösterdiği cesaret aptalcaydı.)
  14. The young entrepreneur had the temerity to start her own business from scratch. (Genç girişimci, kendi işini sıfırdan kurma cesaretini gösterdi.)
  15. He had the temerity to ask for a refund after eating the entire meal. (Tüm yemeği yedikten sonra geri ödeme talep etmek için cesareti vardı.)
  16. Her temerity to ask for a promotion after only a few months on the job was impressive. (İşe yeni başlayalı birkaç ay olmas
  1. The politician had the temerity to lie to the public and still expect to be reelected. (Halka yalan söyleyip tekrar seçilmesini beklemek için siyasetçinin cesareti vardı.)
  2. I cannot believe he had the temerity to park in the handicapped spot without a permit. (Engelli park yerine izin olmadan aracını park etmek için cesareti olduğuna inanamıyorum.)
  3. Her temerity to confront the bully and stand up for herself was inspiring. (Zorbalık yapan kişiyle yüzleşmek ve kendini savunmak için cesareti ilham vericiydi.)
  4. He had the temerity to plagiarize his entire thesis and still graduate with honors. (Tüm tezini çalıp yine de başarıyla mezun olmak için cesareti vardı.)

(Türkçe karşılıklar koyuldu)

  1. Adaletsiz davranışları hakkında patronla konuşmak cesaret gerektirir.
  2. Konuşmacının cümlesinin ortasında söz kesmek için cesareti vardı.
  3. Bu kadar kötü performansın ardından zam talep etmek için cesareti olduğuna inanamıyorum.
  4. Tehlike karşısındaki cesareti takdire şayandı.
  5. Gazeteci, hükümetin yolsuzluklarını açığa çıkarmak için cesaret gösterdi.
  6. Evimde aileme hakaret etmek için cesareti vardı.
  7. Resmi bir etkinlikte o kıyafeti giymek için cesaretinin olduğuna inanamıyorum.
  8. Yalan söylediğimi ima etmek için cesareti vardı.
  9. Adaletsizliğe karşı sesini yükseltme cesareti ilham vericiydi.
  10. Kararlılığımı koruyarak stabil işimden ayrıldım ve hayallerimi takip etmeye cesaret ettim.
  11. Tüm sınıfın önünde öğretmeni eleştirmek için cesareti vardı.
  12. Karısını aldattığına inanmak için cesareti yok.
  13. Paraşüt olmadan kayalıklardan atlamak için gösterdiği cesaret aptalcaydı.
  14. Genç girişimci, kendi işini sıfırdan kurma cesaretini gösterdi.
  15. Tüm yemeği yedikten sonra geri ödeme talep etmek için cesareti vardı.
  16. İşe yeni başlayalı birkaç ay olmasına rağmen terfi talep etmek için gösterdiği cesaret etkileyiciydi.
  17. Halka yalan söyleyip tekrar seçilmesini beklemek için siyasetçinin cesareti vardı.
  18. Engelli park yerine izin olmadan aracını park etmek için cesareti olduğuna inanamıyorum.
  19. Zorbalık yapan kişiyle yüzleşmek ve kendini savunmak için cesareti ilham vericiydi.
  20. Tüm tezini çalıp

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.