Tearful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tearful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tearful kelimesinin anlamı:

Tearful, “ağlamaklı, gözü yaşlı” anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek cümleler:

  1. She was tearful when she heard the news. (Haberleri duyduğunda gözü yaşlıydı.)
  2. The movie was so sad that it made me tearful. (Film o kadar üzücüydü ki beni ağlamaklı yaptı.)
  3. The little girl was tearful after falling off her bike. (Küçük kız bisikletinden düştükten sonra gözü yaşlıydı.)
  4. He had a tearful goodbye with his girlfriend at the airport. (Havalimanında kız arkadaşıyla göz yaşları içinde vedalaştı.)
  5. After the argument, she was tearful and upset. (Tartışmadan sonra, ağlamaklı ve üzgündü.)
  6. The parents were tearful when they dropped their daughter off at college. (Kızlarını üniversiteye bıraktıklarında, anne babaları göz yaşlarına boğuldu.)
  7. She gave a tearful speech at her sister’s wedding. (Kız kardeşinin düğününde duygusal bir konuşma yaptı.)
  8. His tearful apology was not enough to make up for what he had done. (Yaptığı şeyi telafi etmek için yaptığı ağlamaklı özür yeterli değildi.)
  9. The funeral was a tearful occasion for everyone who knew the deceased. (Cenaze töreni, öleni tanıyan herkes için duygusal bir anıydı.)
  10. She was tearful with relief when she found out her sister was okay. (Kız kardeşinin iyi olduğunu öğrendiğinde rahatladı ve gözleri doldu.)
  11. The little boy was tearful when he lost his favorite toy. (En sevdiği oyuncak kaybolduğunda küçük çocuk gözyaşlarına boğuldu.)
  12. He couldn’t help but feel tearful when he saw his newborn son for the first time. (Yeni doğan oğlunu ilk kez gördüğünde gözyaşlarına engel olamadı.)
  13. The goodbye was tearful, but they promised to stay in touch. (Veda gözyaşları içinde oldu, ama birbirleriyle temas halinde kalmayı söz verdiler.)
  14. She was tearful as she read the last chapter of her favorite book. (En sevdiği kitabın son bölümünü okurken gözyaşlarına boğuldu.)
  15. The singer’s tearful performance moved the entire audience. (Şarkıcının duygusal performansı, tüm izleyicileri etkiledi.)
  16. He was tearful when he saw the damage caused by the storm to his home. (Fırtına tarafından evine verilen zararı görünce gözü yaşlıydı.)
  17. After the

    argument, the couple had a tearful reconciliation and apologized to each other. (Tartışmadan sonra, çift göz yaşları içinde barıştı ve birbirlerinden özür dilediler.)

  18. The teacher was tearful as she said goodbye to her students at the end of the school year. (Okul yılının sonunda öğrencilerine veda ederken öğretmen gözü yaşlıydı.)
  19. She was tearful as she watched her best friend walk down the aisle on her wedding day. (En iyi arkadaşının düğün gününde, onun gelinlikle yürümesini izlerken gözü yaşlıydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.