Taste İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Taste İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Taste (Tat)

Taste kelimesi, yiyecek veya içeceklerin algılanan lezzeti veya tadı anlamına gelir. Tat alma duyusu ile ilgilidir ve genellikle dili, burunu ve ağzı kullanarak hissedilir.

Örnek cümleler:

1. I love the taste of chocolate ice cream. (Çikolata dondurmasının tadını çok seviyorum.)
2. She added some salt to the soup to improve the taste. (Tadı düzeltmek için çorbaya biraz tuz ekledi.)
3. This tea has a very strong taste of mint. (Bu çayın nane tadı çok güçlü.)
4. I don’t like the taste of seafood. (Deniz ürünlerinin tadını sevmem.)
5. He complained about the taste of the coffee. (Kahvenin tadından şikayet etti.)
6. The taste of this wine is excellent. (Bu şarabın tadı mükemmel.)
7. The cake has a sweet taste. (Kek tatlı bir tada sahip.)
8. The soup had a bitter taste. (Çorba acı bir tada sahipti.)
9. The taste of the lemonade is very refreshing. (Limonatanın tadı çok ferahlatıcı.)
10. The sauce has a tangy taste. (Sosun ekşi bir tadı var.)
11. The taste of the fruit is very juicy. (Meyvenin tadı çok sulu.)
12. She added some sugar to the tea to make it sweeter. (Çayı daha tatlı yapmak için şeker ekledi.)
13. The taste of this dish is too spicy for me. (Bu yemeğin tadı benim için çok acı.)
14. The pizza has a delicious taste. (Pizzanın tadı lezzetli.)
15. The taste of the soup is too salty. (Çorbanın tadı çok tuzlu.)
16. The chocolate has a rich taste. (Çikolatanın tadı zengin.)
17. I can’t taste anything because of my cold. (Soğuk algınlığımdan dolayı hiçbir şey tadıyorum.)
18. The taste of the curry is very aromatic. (Körienin tadı çok aromatik.)
19. The taste of the cake is very buttery. (Pastanın tadı çok yağlı.)
20. The salad has a fresh and crisp taste. (Salatanın tadı taze ve çıtır.)

21. The taste of the chicken is very tender and juicy. (Tavuğun tadı çok yumuşak ve sulu.)
22. He couldn’t describe the taste of the exotic fruit he had tried. (Denemiş olduğu egzotik meyvenin tadını tarif edemiyordu.)
23. The taste of the gingerbread cookies is spicy and sweet. (Zencefilli kurabiyelerin tadı baharatlı ve tatlı.)
24. The soup has a subtle taste of herbs. (Çorbanın tadında hoş bir baharat lezzeti var.)
25. She couldn’t stand the taste of the medicine. (İlaçların tadına dayanamıyordu.)
26. The taste of the wine changes as it ages. (Şarabın tadı yaşlandıkça değişir.)
27. The chef carefully balances the taste of the dish. (Şef, yemeğin tadını dikkatlice dengelemektedir.)
28. The taste of the sauce complements the flavor of the meat. (Sosun tadı, etin lezzetini tamamlar.)
29. The taste of the soup was so good that he asked for the recipe. (Çorbanın tadı o kadar güzeldi ki tarifini istedi.)
30. The taste of the fruit salad is a perfect combination of sweet and tart. (Meyve salatasının tadı tatlı ve ekşinin mükemmel bir karışımıdır.)

Yukarıdaki örnek cümlelerde “taste” kelimesi, yiyecek ve içeceklerin lezzet ve tadı hakkında bahsedilirken kullanılmıştır.