Tapestry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tapestry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tapestry Nedir?

Tapestry, el işiyle dokunan süslemeli bir kumaş türüdür. Bu kumaş türü, desenli yüzeyiyle özellikle dekoratif amaçlar için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I saw a beautiful tapestry hanging on the wall of the museum. (Müzenin duvarında güzel bir duvar halısı gördüm.)
  2. Tapestry weaving is a traditional art form that has been practiced for centuries. (Dokuma, yüzyıllardır uygulanan geleneksel bir sanat formudur.)
  3. The tapestry in the castle depicts a famous battle from the Middle Ages. (Kaledeki duvar halısı, Orta Çağ’dan ünlü bir savaşı tasvir ediyor.)
  4. She purchased a tapestry rug to add warmth to her living room. (Oturma odasına sıcaklık katmak için bir duvar halısı satın aldı.)
  5. The tapestry was so intricate and detailed that it must have taken months to complete. (Duvar halısı o kadar karmaşık ve ayrıntılıydı ki tamamlanması aylar sürmüş olmalı.)
  6. The tapestry was made using a variety of different colored threads. (Duvar halısı, farklı renkli iplikler kullanılarak yapıldı.)
  7. She admired the tapestry’s intricate design, which featured tiny birds and flowers. (Küçük kuş ve çiçeklerin yer aldığı karmaşık tasarıma hayran kaldı.)
  8. The tapestry was so large that it covered an entire wall of the ballroom. (Duvar halısı o kadar büyüktü ki balo salonunun tamamını kapladı.)
  9. The tapestry’s colors had faded over time, but it was still a beautiful piece of art. (Duvar halısının renkleri zamanla solmuştu, ancak hala güzel bir sanat eseriydi.)
  10. The tapestry was hand-woven by skilled artisans using traditional techniques. (Duvar halısı, geleneksel teknikler kullanarak becerikli zanaatkarlar tarafından el dokuması yapıldı.)
  11. The tapestry was a prized possession of the royal family and was displayed in the throne room. (Duvar halısı, kraliyet ailesinin kıymetli bir mülküydü ve taht odasında sergileniyordu.)
  12. The tapestry’s intricate patterns were reminiscent of a medieval tapestry she had seen in a museum. (Duvar halısının karmaşık desenleri, bir müzede gördüğü bir Orta Çağ duvar halısını hatırlatıyordu.)
  13. The tapestry was made from silk and wool, which gave it a luxurious feel. (Duvar halısı, ona lüks bir his veren ipek ve yünden yapılmıştı.)
  14. She wanted to create her own tapestry, so she enrolled in a weaving class. (Kendi duvar halısını oluşturmak istedi, bu nedenle bir dokuma sınıfına kaydoldu.)
  15. The tapestry depicted a scene from Greek mythology, with gods and goddesses in

volved in a battle. (Duvar halısı, bir savaşta yer alan tanrı ve tanrıçaları içeren Yunan mitolojisinden bir sahneyi tasvir ediyordu.)
16. The tapestry’s vibrant colors and intricate patterns made it a standout piece in the art gallery. (Duvar halısının canlı renkleri ve karmaşık desenleri, sanat galerisinde öne çıkan bir parça yaptı.)

  1. The tapestry was carefully preserved by the museum staff to prevent any damage to the delicate fabric. (Duvar halısı, hassas kumaşa zarar vermemek için müze personeli tarafından özenle korundu.)
  2. She inherited a tapestry from her grandmother, which had been passed down through generations of her family. (Büyükannesinden bir duvar halısı miras aldı, ailesinin nesiller boyunca devrettiği bir şeydi.)
  3. The tapestry was used as a backdrop for the stage during the play, adding to the overall ambiance. (Oyun sırasında sahne için arka plan olarak bir duvar halısı kullanıldı ve genel atmosfere katkıda bulundu.)
  4. The tapestry was made with such skill and attention to detail that it was considered a masterpiece of weaving. (Duvar halısı, o kadar beceri ve ayrıntıya dikkat edilerek yapıldı ki dokumacılıkta bir başyapıt olarak kabul edildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.