
Tactless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Tactless Nedir?
Tactless, Türkçe karşılığı “düşüncesizce” veya “saygısızca” olan bir İngilizce kelime. Bir kişinin, davranış veya sözleriyle başkalarına karşı saygısız, kaba veya düşüncesiz davrandığı durumları ifade etmek için kullanılır.
Örnek Cümleler:
- John’s tactless comment offended everyone at the meeting. (John’un düşüncesiz yorumu, toplantıdaki herkesi incitti.)
- Her tactless behavior ruined the party. (Onun saygısız davranışı partiyi mahvetti.)
- I regret my tactless response to her question. (Onun sorusuna karşı verdiğim düşüncesiz cevaptan dolayı pişmanım.)
- He made a tactless joke about her appearance. (Onun görünümüyle ilgili düşüncesiz bir şaka yaptı.)
- His tactless criticism only made things worse. (Onun saygısız eleştirisi sadece işleri daha kötü hale getirdi.)
- She was tactless in the way she handled the situation. (Durumu ele alış şekli saygısızdı.)
- His tactless remarks caused a lot of tension in the room. (Onun düşüncesiz açıklamaları odada birçok gerilime neden oldu.)
- The politician’s tactless comment led to a public outcry. (Politikacının saygısız yorumu bir halk tepkisine neden oldu.)
- Her tactless behavior towards her colleagues created a hostile work environment. (Meslektaşlarına karşı saygısız davranışı, düşmanca bir çalışma ortamı yarattı.)
- He realized his tactless mistake and apologized. (Düşüncesiz hatasını fark etti ve özür diledi.)
- His tactless interruption caused confusion in the conversation. (Onun düşüncesiz kesmesi konuşmada karışıklığa neden oldu.)
- She made a tactless comment about his weight, which hurt his feelings. (Onun ağırlığıyla ilgili yaptığı saygısız yorum, onun duygularını incitti.)
- Her tactless disregard for other people’s opinions made her unpopular. (Başkalarının görüşlerine karşı saygısızca kayıtsızlığı, onu sevilmeyen biri yaptı.)
- The CEO’s tactless decision caused a decrease in employee morale. (CEO’nun düşüncesiz kararı, çalışan morale bir düşüşe neden oldu.)
- His tactless flirting made her uncomfortable. (Onun saygısız flörtü, onu rahatsız etti.)
- The employee’s tactless email caused a lot of drama in the office. (Çalışanın saygısız e-postası ofiste birçok drama neden oldu.)
- His tactless criticism of her cooking skills ruined their relationship. (Onun yemek pişirme becerileriyle ilgili saygısız eleştirisi, ilişkilerini mahvetti.)
- She didn’t realize how tactless her comment was until it was too late. (Yorumunun ne kadar saygısız olduğunu çok geç olana kadar fark etmedi.)
- The journalist’s tactless question offended the interviewee. (Gazetecinin düşüncesiz sorusu, röportaj yapılan kişiyi incitti.)
- His tactless behavior at the party embarrassed his friends. (Partideki saygısız davranışı arkadaşlarını utanç verici bir duruma soktu.)
Hemen Yorum Yaz