Strengthen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Strengthen (güçlendirmek, sağlamlaştırmak) anlamı:
Strengthen, bir şeyi daha güçlü, daha sağlam veya daha dayanıklı hale getirmek anlamına gelir. Bu kelime, insanlar, ilişkiler, işler, yapılar ve diğer fiziksel nesneler gibi birçok farklı bağlamda kullanılabilir.
Örnek cümleler:
- Regular exercise can help strengthen your muscles and improve your overall health. (Düzenli egzersiz, kaslarınızı güçlendirmeye ve genel sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir.)
- She took some classes to strengthen her English skills. (İngilizce becerilerini güçlendirmek için bazı dersler aldı.)
- We need to strengthen our defenses against cyber attacks. (Cyber saldırılara karşı savunmalarımızı güçlendirmemiz gerekiyor.)
- A good night’s sleep can help strengthen your immune system. (İyi bir gece uykusu, bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olabilir.)
- The company plans to strengthen its position in the market by launching a new product. (Şirket, yeni bir ürün piyasaya sürerek piyasadaki konumunu güçlendirmeyi planlıyor.)
- Learning a new language can strengthen your cognitive abilities. (Yeni bir dil öğrenmek, bilişsel yeteneklerinizi güçlendirebilir.)
- The government is taking steps to strengthen the economy. (Hükümet, ekonomiyi güçlendirmek için adımlar atıyor.)
- He lifted weights to strengthen his upper body. (Üst vücudunu güçlendirmek için ağırlık kaldırdı.)
- Good communication can help strengthen a relationship. (İyi iletişim, bir ilişkiyi güçlendirmeye yardımcı olabilir.)
- The bridge was strengthened to support heavier loads. (Köprü, daha ağır yükleri desteklemek için güçlendirildi.)
- A balanced diet can help strengthen your bones. (Dengeli bir diyet, kemiklerinizi güçlendirmeye yardımcı olabilir.)
- The team needs to work together to strengthen their chances of winning. (Takım, kazanma şanslarını güçlendirmek için birlikte çalışmalı.)
- She underwent physical therapy to strengthen her injured knee. (Yaralı dizini güçlendirmek için fizik tedavi gördü.)
- Strengthening your core muscles can improve your posture. (Çekirdek kaslarınızı güçlendirmek, duruşunuzu iyileştirebilir.)
- The company is looking to strengthen its relationship with its customers. (Şirket, müşterileriyle ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor.)
- The walls of the building were strengthened to withstand earthquakes. (Binaların duvarları, depremlere dayanacak şekilde güçlendirildi.)
- The company is investing in new technology to strengthen its competitiveness. (Şirket, rekabet gücünü artırmak için yeni teknolojilere yatırım yapıyor.)
- Regular practice can strengthen your skills and abilities. (Düzenli pratik, becerilerinizi ve yeteneklerinizi güçlendirebilir.)
- The team hired a new coach to help them strengthen their game. (Takım, oyunlarını güçlendirmelerine yardımcı olmak için yeni bir antrenör kiraladı.)
- Trust and honesty are important for strengthening any relationship. (Güven ve dürüstlük, herhangi bir ilişkiyi güçlendirmek için önemlidir.)
Bu örnek cümlelerde “strengthen” kelimesi, farklı bağlamlarda kullanılmıştır ve her cümlede farklı bir anlam taşımaktadır. Kelimenin Türkçe karşılığı “güçlendirmek” olduğu için, her cümlede bu anlama uygun bir şekilde kullanılmıştır.
Hemen Yorum Yaz