Spangle With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spangle With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Spangle

Spangle, Türkçe anlamı pırıltı, parıltı olan bir kelime olarak kullanılır. Ayrıca bazı durumlarda süsleme anlamında da kullanılabilmektedir.

Örnek cümleler:

  1. The spangle on her dress caught my eye. (Elbisesindeki pırıltı gözüme çarptı.)
  2. The night sky was full of spangles. (Gece gökyüzü yıldızlarla doluydu.)
  3. The spangles on the Christmas tree added to its festive look. (Noel ağacındaki pırıltılar onun kutlama havasını arttırdı.)
  4. The spangle of the diamond ring was breathtaking. (Elmas yüzüğün pırıltısı nefes kesiciydi.)
  5. The spangle of the sequins on her dress made her stand out in the crowd. (Elbisesindeki payetlerin pırıltısı onu kalabalıktan öne çıkardı.)
  6. The spangles on the fireworks lit up the sky. (Havai fişeklerdeki pırıltılar gökyüzünü aydınlattı.)
  7. The spangle of the disco ball created a fun atmosphere. (Disko topunun pırıltısı eğlenceli bir atmosfer yarattı.)
  8. The spangles on the fishing lure attract the fish. (Balık oltasındaki pırıltılar balıkları çeker.)
  9. The spangle on his jacket was a sign of his rank. (Ceketindeki pırıltı, rütbesinin bir işaretiydi.)
  10. The spangles on the cheerleader’s uniform shone in the sun. (Cheerleader üniformasındaki pırıltılar güneşte parladı.)
  11. The spangle of the tiara made her feel like a princess. (Taçtaki pırıltı onu bir prenses gibi hissettirdi.)
  12. The spangles on the carnival costumes added to the festive atmosphere. (Karnaval kostümlerindeki pırıltılar kutlama havasını arttırdı.)
  13. The spangle of the wedding ring symbolized their love. (Nişan yüzüğündeki pırıltı, aşklarının bir simgesiydi.)
  14. The spangle on the medal made him feel proud. (Madalyadaki pırıltı onu gururlandırdı.)
  15. The spangle of the sun on the water was mesmerizing. (Suyun üzerindeki güneşin pırıltısı büyüleyiciydi.)
  16. The spangles on the Christmas ornaments reflected the lights beautifully. (Noel süslerindeki pırıltılar ışıkları güzel yansıttı.)
  17. The spangle of the chandelier added elegance to the room. (Avizedeki pırıltı odaya zarafet kattı.)
  18. The spangle on the flag showed the country’s pride. (Bayrağın üzerindeki pırıltı ülkenin gururunu gösterdi.)
  19. The spangle of the crystal vase was exquisite. (Kristal v

azodaki pırıltı çok güzeldi.)
20. The spangles on the gymnast’s costume enhanced her performance. (Jimnastikçinin kostümündeki pırıltılar performansını arttırdı.)

(Turkish translation:)

  1. Elbisesindeki pırıltı gözüme çarptı.
  2. Gece gökyüzü yıldızlarla doluydu.
  3. Noel ağacındaki pırıltılar onun kutlama havasını arttırdı.
  4. Elmas yüzüğün pırıltısı nefes kesiciydi.
  5. Elbisesindeki payetlerin pırıltısı onu kalabalıktan öne çıkardı.
  6. Havai fişeklerdeki pırıltılar gökyüzünü aydınlattı.
  7. Disko topunun pırıltısı eğlenceli bir atmosfer yarattı.
  8. Balık oltasındaki pırıltılar balıkları çeker.
  9. Ceketindeki pırıltı, rütbesinin bir işaretiydi.
  10. Cheerleader üniformasındaki pırıltılar güneşte parladı.
  11. Taçtaki pırıltı onu bir prenses gibi hissettirdi.
  12. Karnaval kostümlerindeki pırıltılar kutlama havasını arttırdı.
  13. Nişan yüzüğündeki pırıltı, aşklarının bir simgesiydi.
  14. Madalyadaki pırıltı onu gururlandırdı.
  15. Suyun üzerindeki güneşin pırıltısı büyüleyiciydi.
  16. Noel süslerindeki pırıltılar ışıkları güzel yansıttı.
  17. Avizedeki pırıltı odaya zarafet kattı.
  18. Bayrağın üzerindeki pırıltı ülkenin gururunu gösterdi.
  19. Kristal vazodaki pırıltı çok güzeldi.
  20. Jimnastikçinin kostümündeki pırıltılar performansını arttırdı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.