Spangle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Spangle:
Spangle kelimesinin Türkçe anlamı “süslemek, parlatmak” gibi anlamlara gelir.
- The spangle on her dress shone in the sunlight. (Elbisesindeki pul, güneş ışığında parladı.)
- The Christmas tree was covered in spangles and glitter. (Noel ağacı, pullar ve simlerle kaplıydı.)
- The performer’s costume was covered in spangles and sequins. (Sanatçının kostümü, pullar ve boncuklarla kaplıydı.)
- The jewelry box was filled with spangles and gems. (Takı kutusu, pullar ve değerli taşlarla doluydu.)
- She spangled her hair with glitter for the party. (Parti için saçlarına simlerle süsledi.)
- The dress was spangled with tiny crystals. (Elbise küçük kristallerle süslenmişti.)
- The ice skater’s costume was spangled with silver sequins. (Buz patencisinin kostümü gümüş renkli boncuklarla kaplıydı.)
- The flag was spangled with stars and stripes. (Bayrak, yıldızlar ve şeritlerle süslenmişti.)
- She spangled her nails with glitter polish. (Tırnaklarını simli oje ile süsledi.)
- The sky was spangled with stars. (Gökyüzü yıldızlarla doluydu.)
- The costume designer spangled the dress with crystals and beads. (Kostüm tasarımcısı elbiseyi kristaller ve boncuklarla süsledi.)
- She spangled her face with glitter for the costume party. (Kostüm partisi için yüzünü simlerle süsledi.)
- The cake was spangled with edible glitter. (Kek yenilebilir simlerle kaplıydı.)
- The artist spangled the painting with glitter. (Sanatçı resmi simlerle süsledi.)
- The actress’s dress was spangled with sequins. (Oyuncunun elbisesi boncuklarla süslenmişti.)
- The makeup artist spangled the model’s face with rhinestones. (Makyaj artisti modelin yüzünü yaldızlı taşlarla süsledi.)
- The Christmas ornaments were spangled with glitter. (Noel süsleri simlerle süslenmişti.)
- The spangle of the sun on the water was dazzling. (Güneşin su üzerindeki ışıltısı göz kamaştırıcıydı.)
- The bride’s veil was spangled with tiny pearls. (Gelinin duvağı küçük incilerle süslüydü.)
- The performer spangled her costume with rhinestones and crystals. (Sanatçı kostümünü yaldızlı taşlar ve kristallerle süsledi.)
Türkçe Karşılıklar:
- Elbisesindeki pul, güneş ışığında parladı.
- Noel ağacı, pullar ve simlerle kaplıydı.
- Sanatçının kostümü, pullar ve boncuklarla kaplıydı.
- Takı kutusu, pullar ve değerli taşlarla doluydu.
- Parti için saçlarına simlerle süsledi.
- Elbise küçük kristallerle süslenmişti.
- Buz patencisinin kostümü gümüş renkli boncuklarla kaplıydı.
- Bayrak, yıldızlar ve şeritlerle süslenmişti.
- Tırnaklarını simli oje ile süsledi.
- Gökyüzü yıldızlarla doluydu.
- Kostüm tasarımcısı elbiseyi kristaller ve boncuklarla süsledi.
- Kostüm partisi için yüzünü simlerle süsledi.
- Kek yenilebilir simlerle kaplıydı.
- Sanatçı resmi simlerle süsledi.
- Oyuncunun elbisesi boncuklarla süslenmişti.
- Makyaj artisti modelin yüzünü yaldızlı taşlarla süsledi.
- Noel süsleri simlerle süslenmişti.
- Güneşin su üzerindeki ışıltısı göz kamaştırıcıydı.
- Gelinin duvağı küçük incilerle süslüydü.
- Sanatçı kostümünü yaldızlı taşlar ve kristallerle süsledi.
Hemen Yorum Yaz