Sovereignty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sovereignty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sovereignty Nedir?

Sovereignty, devletin kendi iç işlerini bağımsız ve egemen bir şekilde yönetme yeteneğini ifade eder. Bir devletin yasama, yürütme ve yargı gibi temel görevleri bağımsız bir şekilde yerine getirebilmesi, toprakları üzerinde tam kontrol sahibi olması ve uluslararası toplumda tanınması, o devletin egemenliğine işaret eder.

Örnek Cümleler:

1. The sovereignty of a country is essential for its survival. (Bir ülkenin egemenliği, hayatta kalması için temel bir unsurdur.)
2. The principle of national sovereignty is enshrined in international law. (Ulusal egemenlik ilkesi, uluslararası hukukta yer almaktadır.)
3. The government is determined to maintain its sovereignty over the disputed territories. (Hükümet, tartışmalı bölgeler üzerindeki egemenliğini korumakta kararlıdır.)
4. The country gained sovereignty after a long struggle for independence. (Ülke, bağımsızlık için uzun bir mücadelenin ardından egemenliğini kazandı.)
5. The treaty recognizes the sovereignty of both parties over their respective territories. (Antlaşma, tarafların kendi toprakları üzerindeki egemenliğini tanımaktadır.)
6. The king’s sovereignty was challenged by a group of rebellious nobles. (Kralın egemenliği, isyancı soylular tarafından sorgulandı.)
7. The sovereignty of the parliament was affirmed by the court’s ruling. (Parlamentonun egemenliği, mahkemenin kararıyla teyit edildi.)
8. The concept of sovereignty has evolved over time. (Egemenlik kavramı zamanla evrim geçirdi.)
9. The country’s sovereignty was threatened by a neighboring state’s military buildup. (Komşu bir devletin askeri yığınağı, ülkenin egemenliğini tehdit etti.)
10. The sovereign has the ultimate authority in the state. (Egemen, devlette en üst otoriteye sahiptir.)
11. The principle of popular sovereignty holds that the people are the ultimate source of political power. (Halk egemenliği ilkesi, siyasi gücün en son kaynağının insanlar olduğunu savunur.)
12. The country’s sovereignty was recognized by the international community. (Uluslararası toplum, ülkenin egemenliğini tanıdı.)
13. The monarch’s sovereignty was challenged by the rise of democracy. (Monarşinin egemenliği, demokrasinin yükselişiyle sarsıldı.)
14. The concept of national sovereignty has been debated by scholars for centuries. (Ulusal egemenlik kavramı, yüzyıllardır bilim insanları tarafından tartışılıyor.)
15. The principle of sovereignty is a fundamental tenet of international relations. (Egemenlik ilkesi, uluslararası ilişkilerin temel ilkelerinden biridir.)
16. The country’s sovereignty was violated by the foreign intervention. (Yabancı

müdahale, ülkenin egemenliğine tecavüz etti.)
17. The sovereignty of indigenous peoples has been a subject of debate in many countries. (Yerli halkların egemenliği, birçok ülkede tartışılan bir konu olmuştur.)

18. The principle of territorial sovereignty means that a state has exclusive control over its territory. (Sınai egemenlik ilkesi, bir devletin toprakları üzerinde münhasır kontrol sahibi olduğunu ifade eder.)
19. The country’s sovereignty was restored after a period of foreign occupation. (Yabancı işgalin ardından, ülkenin egemenliği geri kazanıldı.)
20. The sovereignty of a state is often challenged by non-state actors, such as terrorist groups. (Bir devletin egemenliği, terörist gruplar gibi devlet dışı aktörler tarafından sık sık sorgulanır.)