Soundless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soundless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soundless Nedir?

Soundless, “ses yok” anlamına gelen bir sıfattır. Bu kelime, herhangi bir ses çıkarmayan veya duyulmayan bir şeyi ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. Soundless footsteps echoed through the empty hallway. (Sesiz adımlar boş koridorda yankılandı.)
2. The soundless night was only interrupted by the occasional hooting of an owl. (Sesiz gece, ara sıra öten bir baykuşun kesintiye uğrattığı tek şeydi.)
3. The soundless movie left the audience feeling bored and disconnected. (Sesiz film, izleyicileri sıkılmış ve kopmuş hissettirdi.)
4. The thief entered the house soundlessly in the middle of the night. (Hırsız geceyarısında sessizce eve girdi.)
5. The soundless forest was eerily quiet, making the hikers uneasy. (Sesiz orman ürkütücü derecede sessizdi, yürüyüşçüleri huzursuz etti.)
6. She spoke in a soundless whisper so as not to wake the baby. (Bebeği uyandırmamak için sesiz bir fısıltıyla konuştu.)
7. The cat approached soundlessly and pounced on the mouse. (Kedi sessizce yaklaştı ve fareye atladı.)
8. The soundless night sky was illuminated by the stars. (Sesiz gece gökyüzü yıldızlar tarafından aydınlatıldı.)
9. The soundless room was filled with tension as the two opponents faced off. (Sesiz odada, iki rakip karşı karşıya geldiklerinde gerilim hakimdi.)
10. The soundless vacuum cleaner made cleaning the house less disruptive. (Sessiz vakumlu temizleyici evi temizlemeyi daha az rahatsız edici hale getirdi.)
11. The soundless air conditioner made sleeping more comfortable. (Sesiz klima uyumayı daha rahat hale getirdi.)
12. The soundless operation was a success, and the patient recovered quickly. (Sesiz operasyon başarılı oldu ve hasta hızla iyileşti.)
13. As the sun set, the soundless waves lapped gently against the

    shoreline. (Güneş battığında, sesiz dalgalar kıyıya nazikçe vurdu.)

14. The soundless skydiving experience was exhilarating but also a little scary. (Sesiz paraşütle atlama deneyimi heyecan vericiydi ama biraz da korkutucuydu.)
15. The soundless snowfall covered the city in a peaceful blanket of white. (Sesiz kar yağışı şehri beyaz bir barış örtüsüyle kapladı.)
16. She walked soundlessly across the room and surprised her friend from behind. (Arkadaşını arkadan şaşırtmak için odanın içinden sessizce yürüdü.)
17. The soundless museum allowed visitors to appreciate the artwork in silence. (Sessiz müze, ziyaretçilerin sanat eserlerini sessizce takdir etmelerine izin verdi.)
18. The soundless computer fan kept the device cool without making a sound. (Sesiz bilgisayar fanı cihazı sessizce soğuk tuttu.)
19. The soundless snowmobile glided smoothly over the freshly fallen snow. (Sesiz kar motoru taze düşen karın üzerinde pürüzsüzce kaydı.)
20. She waited soundlessly behind the door, ready to jump out and surprise her brother. (Kapının arkasında sessizce bekledi, kardeşini şaşırtmak için hazırdı.)
21. The soundless meditation session helped her relax and clear her mind. (Sessiz meditasyon seansı onun rahatlamasına ve zihnini açmasına yardımcı oldu.)