Sound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sound İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sound ile ilgili cümleler

Anlam: Ses, duyulan titreşimlerin oluşturduğu dalgaların hareketidir.

1. Sound travels through air as waves. (Ses, dalga halinde havadan geçer.)
2. I heard a strange sound in the middle of the night. (Gece ortasında garip bir ses duydum.)
3. The concert was too loud for my ears to handle the sound. (Konser, kulaklarımın sesini işlemesi için çok yüksekti.)
4. The baby’s sound of laughter made everyone smile. (Bebeklerin kahkahaları herkesi güldürür.)
5. The car made a strange sound when it started. (Araba çalışmaya başladığında garip bir ses çıkardı.)
6. I love the sound of the ocean waves crashing against the shore. (Deniz dalgalarının sahile çarpmasının sesini seviyorum.)
7. The teacher’s sound of disappointment could be heard in her voice. (Öğretmenin hayal kırıklığının sesi sesinden duyulabilir.)
8. The thunder made a loud sound that shook the whole house. (Gök gürültüsü, tüm evi sarsan yüksek bir ses çıkardı.)
9. The old clock’s ticking sound could be heard throughout the house. (Eski saatin tik tak sesi tüm evde duyulabilir.)
10. The musician’s sound was unique and different from anyone else’s. (Müzisyenin sesi diğerlerinden farklı ve özgündü.)
11. The dog’s bark was a loud sound that woke up the entire neighborhood. (Köpeğin havlaması, tüm mahalleyi uyandıran yüksek bir ses oldu.)
12. The singer’s sound was so beautiful that it brought tears to my eyes. (Şarkıcının sesi o kadar güzeldi ki gözlerimden yaş geldi.)
13. The movie had amazing sound effects that made it more exciting. (Filmdeki muhteşem ses efektleri onu daha heyecanlı hale getirdi.)
14. The wind made a eerie sound as it blew through the old, abandoned house. (Rüzgar, eski terk edilmiş evin içinden geçerken ürkütücü bir ses çıkardı.)
15. The opera singer’s sound filled the entire theater with emotion. (Opera şarkıcısının sesi, tüm tiyatroyu duygularla doldurdu.)
16. The teacher asked the student to

repeat the sound of each letter as she taught them the alphabet. (Öğretmen, öğrenciye alfabeyi öğretirken her harfin sesini tekrarlamasını istedi.)
17. The headphones blocked out all external sound so I could focus on my music. (Kulaklıklar, tüm dış sesleri engellediğinden müziğime odaklanabildim.)

18. The chirping sound of birds is a common sound in the morning. (Kuşların cıvıltısı sabahın ortak seslerindendir.)
19. The sound of rain tapping on the window was soothing to me. (Camda damlayan yağmurun sesi benim için rahatlatıcıydı.)
20. The baby’s cry was a high-pitched sound that pierced through the quiet room. (Bebek ağlaması, sessiz odada delici bir yüksek ses oldu.)