
Sorry-Ass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Sorry-ass
Sorry-ass, İngilizce’de “üzgün ve beceriksiz” anlamına gelir. Bu ifade genellikle birinin yeteneksizliği veya başarısızlığı hakkında bir değerlendirme yapmak için kullanılır. İşte sorry-ass kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:
- I can’t believe he broke up with her via text message, what a sorry-ass move. (Onun mesaj yoluyla ayrılık teklif etmesine inanamıyorum, ne kadar beceriksiz bir davranış.)
- He showed up late to the interview looking all sorry-ass. (Röportaja geç kalmış, beceriksiz bir halde göründü.)
- That sorry-ass excuse won’t cut it this time. (Bu beceriksiz mazeret bu sefer işe yaramayacak.)
- She’s always coming up with sorry-ass reasons not to come out with us. (Sürekli bizimle çıkmama konusunda beceriksiz bahaneler üretiyor.)
- Don’t even bother asking him for help, he’s a sorry-ass worker. (Ona yardım istemeye bile uğraşma, o beceriksiz bir işçi.)
- The sorry-ass team lost again. (Beceriksiz takım yine kaybetti.)
- He gave a sorry-ass apology and thought it would fix everything. (Beceriksiz bir özür diledi ve her şeyi düzelteceğini düşündü.)
- That sorry-ass sandwich didn’t satisfy my hunger at all. (O beceriksiz sandviç hiçbir şekilde beni doyurmadı.)
- She’s always making sorry-ass mistakes at work. (Sürekli iş yerinde beceriksiz hatalar yapıyor.)
- His sorry-ass attempt at singing was painful to listen to. (Onun beceriksiz şarkı söyleme denemesi dinlemesi acı vericiydi.)
- He’s a sorry-ass excuse for a boss. (O, bir patron için beceriksiz bir bahane.)
- That sorry-ass team can’t even win a game against a junior high school team. (O beceriksiz takım bile ortaokul takımına karşı bir maç kazanamıyor.)
- She made a sorry-ass attempt to repair the car and made it worse. (Otomobili tamir etmek için beceriksiz bir girişimde bulundu ve durumu daha da kötüleştirdi.)
- His sorry-ass cooking is going to give us all food poisoning. (Onun beceriksiz yemekleri hepimize gıda zehirlenmesi verecek.)
- That sorry-ass excuse won’t get you out of trouble this time. (Bu beceriksiz bahane bu sefer seni sıkıntıdan kurtarmayacak.)
- He always has some sorry-ass excuse for why he can’t come to the party. (Partiye neden gelemediğine dair sürekli bir beceriksiz bahanesi var.)
- She’s a sorry-ass athlete who can’t even run a mile without stopping. (Sadece bir mil bile koşmadan durabilen beceriksiz bir sporcu.)
- He’s a sorry-ass boyfriend who never listens to me. (Beni asla dinlemeyen beceriksiz bir erkek arkadaşı.)
- That sorry-ass performance was a waste of my time. (O beceriksiz performans zamanımı boşa harcadı.)
- She gave a sorry-ass presentation that put everyone to sleep. (Herkesi uyutan beceriksiz bir sunum yaptı.)
Bu cümlelerde “sorry-ass” kelimesi, kişilerin veya nesnelerin beceriksiz veya başarısız olduklarını ifade etmek için kullanılmaktadır. Aynı zamanda, kelime olayların veya durumların hoş olmayan olduğunu ifade etmek için de kullanılabilir.
Hemen Yorum Yaz