Sore İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sore İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sore İle İlgili Cümleler

Sore kelimesinin Türkçe anlamı: Ağrılı, hassas veya hassaslaşmış bir bölge veya duygu durumu ifade eder.

  1. My feet are sore after walking all day. (Ayaklarım bütün gün yürüdükten sonra ağrıyor.)
  2. I have a sore throat and can’t talk. (Boğazım ağrıyor ve konuşamıyorum.)
  3. His muscles were sore from working out. (Kasları egzersiz yapmaktan dolayı hassaslaşmıştı.)
  4. She was sore at him for not showing up to the meeting. (Toplantıya gelmediği için ona kızgındı.)
  5. I have a sore on my lip that hurts. (Dudağımda acıyan bir yarım var.)
  6. The athlete had sore muscles from training too hard. (Sporcu, çok sıkı çalıştığı için kasları hassaslaşmıştı.)
  7. His eyes were sore from staring at the computer screen all day. (Tüm gün bilgisayar ekranına bakmaktan gözleri hassaslaşmıştı.)
  8. She felt sore about not being invited to the party. (Partiye davet edilmemesi konusunda üzgündü.)
  9. I have a sore spot on my back that needs attention. (Sırtımda dikkat edilmesi gereken hassas bir bölge var.)
  10. His feelings were sore after the argument with his friend. (Arkadaşıyla yaşadığı tartışmadan sonra hisleri hassaslaşmıştı.)
  11. She had a sore knee from running too much. (Çok koştuğu için dizinde ağrı vardı.)
  12. He was sore from being in the same position for too long. (Çok uzun süre aynı pozisyonda kalmaktan dolayı hassaslaşmıştı.)
  13. The wound was sore and needed to be cleaned. (Yara hassastı ve temizlenmesi gerekiyordu.)
  14. Her pride was sore after being rejected for the job. (İş için reddedilmesinden sonra gururu incinmişti.)
  15. I have a sore tooth and need to go to the dentist. (Dişim ağrıyor ve dişçiye gitmem gerekiyor.)
  16. He had a sore back from lifting heavy boxes. (Ağır kutuları kaldırmaktan dolayı sırtı hassaslaşmıştı.)
  17. The subject was a sore point for them and they didn’t want to discuss it. (Konu onlar için hassas bir noktaydı ve onu tartışmak istemediler.)
  18. She had a sore ankle from twisting it while playing basketball. (Basketbol oynarken bileğini burktu ve ağrıyordu.)
  19. He felt sore after losing the game. (Oyunu kaybettikten sonra üzgündü.)
  20. The bandage was too tight and made the wound sore. (Bandaj çok sıkıydı ve yarayı hassaslaştırdı.)
  1. She had a sore heart after her boyfriend broke up with her. (Erkek arkadaşı onu terk ettikten sonra kalbi hassaslaşmıştı.)
  2. The athlete had sore feet from wearing tight shoes. (Sıkı ayakkabı giymekten dolayı sporcu ayakları hassaslaşmıştı.)
  3. He had a sore throat from yelling at the concert. (Konserde bağırmaktan dolayı boğazı ağrımıştı.)
  4. The wound was sore to the touch. (Yara dokunmaya hassastı.)
  5. She felt sore after being criticized at work. (İşte eleştirilmesi sonrasında üzgündü.)
  6. His back was sore from sleeping on an uncomfortable mattress. (Rahatsız bir yatakta uyuduğu için sırtı hassaslaşmıştı.)
  7. The new shoes made her feet sore. (Yeni ayakkabıları ayaklarını hassaslaştırdı.)
  8. His ego was sore after being rejected by the girl. (Kız tarafından reddedilmesi sonrasında egosu hassaslaşmıştı.)
  9. She had a sore wrist from typing on the computer all day. (Tüm gün bilgisayarda yazı yazdığı için bileği hassaslaşmıştı.)
  10. The sore spot on his arm needed to be looked at by a doctor. (Kolundaki hassas nokta doktor tarafından incelenmesi gerekiyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.