Solidify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Solidify
Solidify, “sabit hale getirmek” anlamına gelir. Bir şeyi sertleştirmek veya sıkılaştırmak için kullanılır.
-
The company wants to solidify its position in the market.
(Şirket, pazarındaki konumunu sağlamlaştırmak istiyor.) -
The cement will solidify within a few hours.
(Çimento birkaç saat içinde sertleşecek.) -
The mayor is working to solidify her support base.
(Belediye başkanı, destekçi tabanını sağlamlaştırmak için çalışıyor.) -
The teacher used group activities to solidify the students’ understanding of the lesson.
(Öğretmen, öğrencilerin dersi anlamalarını sağlamlaştırmak için grup etkinlikleri kullandı.) -
We need to solidify our plans before we move forward.
(İlerlemeye devam etmeden önce planlarımızı sağlamlaştırmamız gerekiyor.) -
The glue will solidify in about ten minutes.
(Yapıştırıcı yaklaşık on dakikada sertleşecek.) -
The president hopes to solidify relations with foreign countries.
(Cumhurbaşkanı, yabancı ülkelerle ilişkileri sağlamlaştırmayı umuyor.) -
The cold weather caused the lake to solidify.
(Soğuk hava gölün sertleşmesine neden oldu.) -
The coach is trying to solidify his team’s defense.
(Koç, takımının savunmasını sağlamlaştırmaya çalışıyor.) -
We need to solidify the agreement before we can move forward with the project.
(Proje ile ilerleyebilmek için anlaşmayı sağlamlaştırmamız gerekiyor.) -
The sculpture was made with a material that solidifies quickly.
(Heykel, hızlı sertleşen bir malzeme ile yapılmıştı.) -
The company needs to solidify its financial position.
(Şirket, finansal pozisyonunu sağlamlaştırmak zorunda.) -
The batter is left to solidify before it is baked.
(Hamur, pişirilmeden önce sertleşmeye bırakılır.) -
The government is trying to solidify its control over the country.
(Hükümet, üstündeki kontrolü sağlamlaştırmaya çalışıyor.) -
The project manager is working to solidify the team’s plan.
(Proje yöneticisi, takımın planını sağlamlaştırmak için çalışıyor.) -
The mixture will solidify when it cools.
(Karışım soğuduğunda sertleşecek.) -
The purpose of the meeting was to solidify the partnership between the two companies.
(Toplantının amacı, iki şirket arasındaki ortaklığı sağlamlaştırmaktı.) -
The chef used gelatin to solidify the dessert.
(Şef, tatlıyı sertleştirmek için jelatin kullandı.)
-
The team needs to solidify its strategy before the game.
(Takımın maçtan önce stratejisini sağlamlaştırması gerekiyor.) -
The concrete will take a few days to fully solidify.
(Beton tamamen sertleşmek için birkaç gün gerektirecek.)
Hemen Yorum Yaz