Sojourn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sojourn İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sojourn Nedir?

Sojourn kelimesi geçici olarak bir yerde kalmayı ifade eder. Bir seyahat veya gezinti sırasında, bir yerde kısa bir süreliğine konaklamak için kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. We decided to take a sojourn in Paris for a week.

    (Bir haftalığına Paris’te bir süreliğine kalmaya karar verdik.)

  2. They took a sojourn to the countryside for a few days.

    (Birkaç gün boyunca kırsal alana bir süreliğine gittiler.)

  3. After a long journey, we took a sojourn in a small village to rest.

    (Uzun bir yolculuktan sonra, dinlenmek için küçük bir köyde bir süreliğine kaldık.)

  4. She decided to take a sojourn from work and travel for a few months.

    (Birkaç ay boyunca işten ara verip seyahat etmeye karar verdi.)

  5. We took a sojourn in the mountains and enjoyed the fresh air and beautiful scenery.

    (Dağlarda bir süreliğine kaldık ve temiz havayı ve güzel manzaraları sevdik.)

  6. During our sojourn in Italy, we visited many famous landmarks.

    (İtalya’daki sürekliğimiz sırasında birçok ünlü yer gezdik.)

  7. They took a sojourn in a remote village and experienced the local culture.

    (Uzak bir köyde bir süreliğine kaldılar ve yerel kültürü deneyimlediler.)

  8. She went on a sojourn to find herself and figure out what she really wanted in life.

    (Kendini bulmak ve hayatta ne istediğini anlamak için bir süreliğine gitmiş.)

  9. We took a sojourn in the desert and went on a camel ride.

    (Çölde bir süreliğine kaldık ve deveye binmeye çıktık.)

  10. During our sojourn in Japan, we tried many different types of sushi.

    (Japonya’daki sürekliğimiz sırasında birçok farklı sushi türü denedik.)

  11. They took a sojourn in a beach town and enjoyed the sun, sand, and surf.

    (Bir plaj kasabasında bir süreliğine kaldılar ve güneşin, kumun ve dalgaların keyfini çıkardılar.)

  12. After a

long hike, we took a sojourn in a cozy cabin in the woods.

(Uzun bir yürüyüşten sonra, ormanın içindeki şirin bir kulübede bir süreliğine kaldık.)

  1. She went on a sojourn to study yoga in India.

    (Hindistan’da yoga çalışmak için bir süreliğine gitmiş.)

  2. During our sojourn in the mountains, we hiked to a stunning waterfall.

    (Dağlardaki sürekliğimiz sırasında, muhteşem bir şelaleye yürüdük.)

  3. They took a sojourn in a medieval castle and learned about its history.

    (Orta çağda kalmış bir kalede bir süreliğine kaldılar ve tarihini öğrendiler.)

  4. We took a sojourn in a small fishing village and enjoyed fresh seafood.

    (Küçük bir balıkçı kasabasında bir süreliğine kaldık ve taze deniz ürünlerinin keyfini çıkardık.)

  5. During our sojourn in Paris, we visited the Eiffel Tower.

    (Paris’teki sürekliğimiz sırasında, Eyfel Kulesi’ni ziyaret ettik.)

  6. They took a sojourn in a vineyard and tasted different types of wine.

    (Bir bağda bir süreliğine kaldılar ve farklı şarap türlerini tadılar.)

  7. She went on a sojourn to volunteer at an orphanage in Africa.

    (Afrika’da bir yetimhanede gönüllü olmak için bir süreliğine gitmiş.)

  8. During our sojourn in Greece, we visited ancient ruins and learned about Greek mythology.

    (Yunanistan’daki sürekliğimiz sırasında antik kalıntıları ziyaret ettik ve Yunan mitolojisini öğrendik.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.