Sheer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Sheer İle İlgili Cümleler
Sheer, “saf, kesintisiz, duru” gibi anlamlara sahip bir sıfat olarak kullanılır. İngilizce cümlelerde farklı bağlamlarda kullanılabilmektedir.
-
The sheer beauty of the sunset left me speechless.
(Tatlılığı ile güneş batışının beni konuşturmadı.) -
The sheer amount of work was overwhelming.
(Çalışma miktarının sadece düşünmesi bile beni yoruyor.) -
I was amazed by the sheer size of the building.
(Binanın sadece boyutundan etkilendim.) -
The mountain range was a sheer sight to behold.
(Dağ silsilesi göz kamaştırıcı bir manzara sunuyordu.) -
Her sheer determination helped her to achieve her goals.
(Onun sadece kararlılığı hedeflerine ulaşmasına yardımcı oldu.) -
The car’s sheer speed was breathtaking.
(Arabaların sadece hızı nefes kesiciydi.) -
The sheer cliffs made the hike dangerous.
(Dağların sadece uçurumları yürüyüşü tehlikeli hale getirdi.) -
The sheer force of the wind knocked down the tree.
(Rüzgarın sadece kuvveti ağacı devirdi.) -
The sheer joy on their faces was contagious.
(Yüzlerindeki sadece sevinç bulaşıcıydı.) -
The sheer amount of options was overwhelming.
(Seçeneklerin sadece çokluğu yorucuydu.) -
The sheer size of the crowd made it difficult to move around.
(Kalabalığın sadece boyutu hareket etmeyi zorlaştırdı.) -
The sheer cliffs were a sight to behold.
(Uçurumların sadece manzarası görülmeye değerdi.) -
The sheer number of people in the city was staggering.
(Şehirdeki insanların sadece sayısı şaşırtıcıydı.) -
The sheer volume of the music was deafening.
(Müziğin sadece hacmi sağır ediciydi.) -
The sheer force of the storm was frightening.
(Fırtınanın sadece kuvveti korkutucuydu.) -
The sheer size of the project was daunting.
(Projenin sadece boyutu ürkütücüydü.) -
The sheer amount of information was overwhelming.
(Bilginin sadece çokluğu kafa karıştırıcıydı.) -
The sheer complexity of the problem required a team effort.
(Problem sadece karmaşıklığı nedeniyle bir takım çalışması gerektiriyordu.) -
The sheer determination in her eyes was inspiring.
(Onun gözlerindeki sadece kararlılık ilham vericiydi.) -
The sheer delight on their faces was priceless.
(Yüzlerindeki sadece mutluluk paha biçilmezdi.)
-
The sheer elegance of the dress caught everyone’s attention.
(Dress’in sadece zarafeti herkesin dikkatini çekti.) -
The sheer number of books in the library was impressive.
(Kütüphanedeki kitapların sadece sayısı etkileyiciydi.) -
The sheer quality of the product was outstanding.
(Ürünün sadece kalitesi mükemmeldi.) -
The sheer determination of the athlete helped him win the race.
(Sporcunun sadece kararlılığı onun yarışı kazanmasına yardımcı oldu.) -
The sheer size of the dessert was overwhelming.
(Tatlı’nın sadece boyutu yorucuydu.) -
The sheer force of the earthquake caused extensive damage.
(Depremin sadece kuvveti büyük hasara yol açtı.) -
The sheer beauty of the artwork left me speechless.
(Eser’in sadece güzelliği beni konuşturmadı.) -
The sheer number of people trying to get on the train was chaotic.
(Trende binmeye çalışan insanların sadece sayısı kaotikti.) -
The sheer scale of the project was impressive.
(Projenin sadece ölçeği etkileyiciydi.) -
The sheer determination of the team led them to victory.
(Takımın sadece kararlılığı onları zafer’e götürdü.)
Hemen Yorum Yaz