Scurry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scurry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scurry Nedir?

Scurry, hızlı ve telaşlı bir şekilde koşmak anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:

1. The mouse scurried across the floor. (Fare, yerde hızlıca koştu.)
2. We scurried to catch the train. (Trende yetişmek için hızlıca koştuk.)
3. The ants scurried in and out of the anthill. (Karınca yuvasının içinde ve dışında telaşla koştular.)
4. The children scurried home after the storm. (Fırtınadan sonra çocuklar hızlıca eve koştular.)
5. The rabbit scurried away when it saw the fox. (Tavşan, tilkiyi görünce hızla kaçtı.)
6. The squirrel scurried up the tree. (Sincap ağaca hızla tırmandı.)
7. The rats scurried through the sewer pipes. (Sıçanlar, kanalizasyon borularından hızla geçtiler.)
8. The waiter scurried around the restaurant, taking orders and serving food. (Garson, restoranda siparişleri alıp yemek servisi yaparak hızlıca dolaştı.)
9. The soldiers scurried to their positions when the alarm sounded. (Alarm çaldığında askerler pozisyonlarına hızlıca gittiler.)
10. The workers scurried to finish the project before the deadline. (İşçiler, süresi dolmadan önce proje işini bitirmek için hızla çalıştılar.)
11. The cars scurried along the highway. (Arabalar, otoyolda hızla ilerledi.)
12. The shoppers scurried to buy the last item on sale. (Alışveriş yapanlar, satıştaki son ürünü almak için hızlıca koştular.)
13. The bees scurried around the flowers collecting nectar. (Arılar, nektar toplamak için çiçeklerin etrafında hızla uçuştu.)
14. The football players scurried onto the field for the big game. (Futbolcular büyük maç için sahaya hızla girdiler.)
15. The birds scurried to find shelter from the storm. (Kuş

lar, fırtınadan korunmak için barınağa hızla uçtular.)
16. The workers scurried to clear the debris after the earthquake. (Depremden sonra işçiler, enkazı temizlemek için hızla hareket ettiler.)

17. The dog scurried to catch the ball thrown by its owner. (Köpek, sahibi tarafından atılan topu yakalamak için hızla koştu.)
18. The tourists scurried to take pictures of the famous monument. (Turistler, ünlü anıtın fotoğrafını çekmek için hızla hareket ettiler.)
19. The staff scurried to prepare the conference room for the meeting. (Personel, toplantı için konferans salonunu hazırlamak için hızla hareket etti.)
20. The caterpillar scurried along the leaf to reach the other side. (Tırtıl, diğer tarafa ulaşmak için yaprak boyunca hızla ilerledi.)

(Türkçe Anlamları: 1. koşmak 2. yetişmek için koşmak 3. hızlıca koşmak 4. hızlıca gitmek 5. kaçmak 6. tırmanmak 7. hızla geçmek 8. hızla dolaşmak 9. pozisyona gitmek 10. hızla çalışmak 11. hızla ilerlemek 12. hızla koşmak 13. hızla uçuşmak 14. hızla sahaya girmek 15. barınak aramak 16. temizlemek 17. hızla koşmak 18. hızla hareket etmek 19. hızla hazırlamak 20. hızla ilerlemek)